English    Türkçe    فارسی   

5
754-763

  • Yemin bulunduğu yere geldi mi önüne ardına kaç kere dolanır.
  • چون به نزد دانه آید پیش و پس  ** چند گرداند سر و رو آن نفس 
  • Acaba der, önümde ardımda bir avcı var mı? Varsa onun korkusu ile şu lokmadan el çekmem gerek. 755
  • کای عجب پیش و پسم صیاد هست  ** تا کشم از بیم او زین لقمه دست 
  • Kötülerin hikayelerini gör, hallerine bak. Eşinin dostunun ölümlerinden ibret al.
  • تو ببین پس قصه‌ی فجار را  ** پیش بنگر مرگ یار و جار را 
  • Onları silahsız, pusatsız nasıl helak etti? Bir bak. O, herhalde senin yanındadır.
  • که هلاکت دادشان بی‌آلتی  ** او قرین تست در هر حالتی 
  • Tanrı işkence yapar ama gürzle elle değil. Bil ki Tanrı, elsiz hüküm sürer, ferman yürütür.
  • حق شکنجه کرد و گرز و دست نیست  ** پس بدان بی‌دست حق داورکنیست 
  • Tanrı varsa hani, nerede? Diyen işkenceye uğradı mı vardır, odur diye ikrar eder.
  • آنک می‌گفتی اگر حق هست کو  ** در شکنجه او مقر می‌شد که هو 
  • Tanrı varlığı şaşılacak bir şey, akıldan uzak diyen, gözyaşları döker de ey bana benden yakın Tanrı diye yalvarmaya koyulur. 760
  • آنک می‌گفت این بعیدست و عجیب  ** اشک می‌راند و همی گفت ای قریب 
  • Tuzaktan kaçmak vaciptir, fakat senin tuzağın kanadına yapışıktır.
  • چون فرار از دام واجب دیده است  ** دام تو خود بر پرت چفسیده است 
  • İşte onun için ben, bu menhus tuzağın mıhını çekip çıkarıyorum; murada erişmek için dilimi, damağımı acıtmamak istiyorum.
  • بر کنم من میخ این منحوس دام  ** از پی کامی نباشم طلخ‌کام 
  • Bu sözü, senin aklına uygun söyledim. Anla da arayıp taramadan yüz çevirme.
  • درخور عقل تو گفتم این جواب  ** فهم کن وز جست و جو رو بر متاب