English    Türkçe    فارسی   

6
1002-1011

  • O denizi de inkâr eder, incilerini de. Hiç hayvan, inciyi süsü püsü arar mı?
  • منکر بحرست و گوهرهای او  ** کی بود حیوان در و پیرایه‌جو 
  • Allah, lâl ve inci aramaz. Allah, onun kafasına böyle bir şey koymamıştır.
  • در سر حیوان خدا ننهاده است  ** کو بود در بند لعل و درپرست 
  • Hiç eşeklerde küpe gördün mü? Eşeğin kulağı da yeşilliktedir aklı da.
  • مر خران را هیچ دیدی گوش‌وار  ** گوش و هوش خر بود در سبزه‌زار 
  • Vettini suresindeki “İnsanı en güzel şekilde yarattık” âyetini oku. Ey dost ,en değerli inci candır. 1005
  • احسن التقویم در والتین بخوان  ** که گرامی گوهرست ای دوست جان 
  • En güzel şekli olan insan şekli, arştan da üstündür, düşünceye de sığmaz.
  • احسن التقویم از عرش او فزون  ** احسن التقویم از فکرت برون 
  • Bu paha biçilmez şeyin değerini söylesem ben de yanarım, duyan da yanar.
  • گر بگویم قیمت این ممتنع  ** من بسوزم هم بسوزد مستمع 
  • Burada artık sus dudağını yum, eşeğini bu tarafa sürme. Sıddıyk da o eşeklerin yanına gitti.
  • لب ببند اینجا و خر این سو مران  ** رفت این صدیق سوی آن خران 
  • Kapının halkasını dövdü. Kapı açılınca o kâfirin evine âdeta kendinden geçmiş bir halde girdi.
  • حلقه در زد چو در را بر گشود  ** رفت بی‌خود در سرای آن جهود 
  • Kendinden geçmiş sarhoş ve ateşli bir halde oturdu. Ağzından bir hayli acı sözler çıktı. 1010
  • بی‌خود و سرمست و پر آتش نشست  ** از دهانش بس کلام تلخ جست 
  • Dedi ki: Bu Allah dostunu nasıl dövüyorsun? Ey apaçık düşman bu ne haset?
  • کین ولی الله را چون می‌زنی  ** این چه حقدست ای عدو روشنی