English    Türkçe    فارسی   

6
1006-1015

  • En güzel şekli olan insan şekli, arştan da üstündür, düşünceye de sığmaz.
  • احسن التقویم از عرش او فزون  ** احسن التقویم از فکرت برون 
  • Bu paha biçilmez şeyin değerini söylesem ben de yanarım, duyan da yanar.
  • گر بگویم قیمت این ممتنع  ** من بسوزم هم بسوزد مستمع 
  • Burada artık sus dudağını yum, eşeğini bu tarafa sürme. Sıddıyk da o eşeklerin yanına gitti.
  • لب ببند اینجا و خر این سو مران  ** رفت این صدیق سوی آن خران 
  • Kapının halkasını dövdü. Kapı açılınca o kâfirin evine âdeta kendinden geçmiş bir halde girdi.
  • حلقه در زد چو در را بر گشود  ** رفت بی‌خود در سرای آن جهود 
  • Kendinden geçmiş sarhoş ve ateşli bir halde oturdu. Ağzından bir hayli acı sözler çıktı. 1010
  • بی‌خود و سرمست و پر آتش نشست  ** از دهانش بس کلام تلخ جست 
  • Dedi ki: Bu Allah dostunu nasıl dövüyorsun? Ey apaçık düşman bu ne haset?
  • کین ولی الله را چون می‌زنی  ** این چه حقدست ای عدو روشنی 
  • Kendi dininde doğru isen doğru sözlü bir adama zulmetmeye gönlün nasıl razı oluyor?
  • گر ترا صدقیست اندر دین خود  ** ظلم بر صادق دلت چون می‌دهد 
  • Ey kâfirlik dininde karı olan, nasıl oluyor da bir şehzadeye karşı böyle bir zanda bulunuyorsun?
  • ای تو در دین جهودی ماده‌ای  ** کین گمان داری تو بر شه‌زاده‌ای 
  • Ey ebedî lânete uğramış, ey merdut adam, daima adamı eğri büğrü gösteren aynaya bakma.
  • در همه ز آیینه‌ی کژساز خود  ** منگر ای مردود نفرین ابد 
  • O anda Sıddıyk’ın ağzından çıkan sözleri söylesem elini ayağını kaybedersin. 1015
  • آنچ آن دم از لب صدیق جست  ** گر بگویم گم کنی تو پای و دست