English    Türkçe    فارسی   

6
1496-1505

  • Karta, küçük ve ayağı kısa bile olsa denizin letafeti, ondan belli olur.
  • قطره گرچه خرد و کوته‌پا بود  ** لطف آب بحر ازو پیدا بود 
  • Gözündeki tozu temizledin mi bir katra’dan Dicle’yi görebilirsin.
  • از غبار ار پاک داری کله را  ** تو ز یک قطره ببینی دجله را 
  • Cüzüler küllerin haline tanıktır. Gün battıktan sonra batıda beliren kızıllık, güneşin varlığını bildirir.
  • جزوها بر حال کلها شاهدست  ** تا شفق غماز خورشید آمدست 
  • Allah “Güneş battıktan sonra batıda beliren kızıllığa and olsun” dediği zaman Ahmed’in cismine yemin etmiştir.
  • آن قسم بر جسم احمد راند حق  ** آنچ فرمودست کلا والشفق 
  • Karınca, bir tanecik buğdayı görüp harmanı anlasaydı hiç o bir tane buğdayın üstüne titrer miydi? 1500
  • مور بر دانه چرا لرزان بدی  ** گر از آن یک دانه خرمن‌دان بدی 
  • Sen yine sözüne gel, sofi sabırsız. Yediği sillenin cezasını acele istemekte.
  • بر سر حرف آ که صوفی بی‌دلست  ** در مکافات جفا مستعجلست 
  • Ey zulümler eden, nasıl oluyor da gönlün hoş, yaptığını çekmeyeceksin mi sanıyorsun da gafil oluyorsun?
  • ای تو کرده ظلمها چون خوش‌دلی  ** از تقاضای مکافی غافلی 
  • Yoksa yaptıklarını unuttun mu ki gaflet, perdelerini indirdi?
  • یا فراموشت شدست از کرده‌هات  ** که فرو آویخت غفلت پرده‌هات 
  • Ardında düşmanların olmasaydı kâinat sana haset ederdi.
  • گر نه خصمیهاستی اندر قفات  ** جرم گردون رشک بردی بر صفات 
  • Fakat sende olan hukuk yüzünden hapistesin. Yaptığın isyanlar yüzünden azar azar özür dilemeye bak. 1505
  • لیک محبوسی برای آن حقوق  ** اندک اندک عذر می‌خواه از عقوق