English    Türkçe    فارسی   

6
214-223

  • Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
  • اشتری‌ام لاغری و پشت ریش  ** ز اختیار هم‌چو پالان‌شکل خویش 
  • Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede. 215
  • این کژاوه گه شود این سو گران  ** آن کژاوه گه شود آن سو کشان 
  • Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.
  • بفکن از من حمل ناهموار را  ** تا ببینم روضه‌ی ابرار را 
  • Uyanık olarak değil de Ashabı Kehf gibi uykuda olarak cömertlik bahçesinde yayılayım.
  • هم‌چو آن اصحاب کهف از باغ جود  ** می‌چرم ایقاظ نی بل هم رقود 
  • Sağıma, soluma yatıp uyuyayım, fakat ancak top gibi ihtiyarsız olarak yuvarlanayım.
  • خفته باشم بر یمین یا بر یسار  ** برنگردم جز چو گو بی‌اختیار 
  • Ey din Allahsı, sağıma da dönersem senin döndürmenle döneyim, soluma da dönersem senin döndürmenle.
  • هم به تقلیب تو تا ذات الیمین  ** یا سوی ذات الشمال ای رب دین 
  • Yüz binlerce yıllardır havadaki zerreler gibi ihtiyarsızdım. 220
  • صد هزاران سال بودم در مطار  ** هم‌چو ذرات هوا بی‌اختیار 
  • O zamanı ve o hali unuttum ama uykuda bu âlemden göçüp gitmem, bana o âlemden bir armağan.
  • گر فراموشم شدست آن وقت و حال  ** یادگارم هست در خواب ارتحال 
  • Uyku zamanı bu dört unsur çarmıhından kurtulur, şu daracık yurttan can yaylasına sıçrar, çıkarım.
  • می‌رهم زین چارمیخ چارشاخ  ** می‌جهم در مسرح جان زین مناخ 
  • Uyku dadısından o geçmiş günlerin sütünü içerim ey bir şeye ihtiyacı olmayan ve herkes kendisine muhtaç olan Allah.
  • شیر آن ایام ماضیهای خود  ** می‌چشم از دایه‌ی خواب ای صمد