English    Türkçe    فارسی   

6
2203-2212

  • Bunların hepside iyiden, kötüden korkarlar. Fakat hiçbir kimse yoktur ki kendi kendisinden korksun.
  • این همه ترسنده‌اند از نیک و بد  ** هیچ ترسنده نترسد خود ز خود 
  • Şu halde hakikatte herkese hak3im olan birsidir ve o, duygularla duyulmaz ama çok yakındır insana.
  • پس حقیقت بر همه حاکم کسیست  ** که قریبست او اگر محسوس نیست 
  • O, bir gizli yerde duyulur ama bu evin duyguları ile duyulmaz. 2205
  • هست او محسوس اندر مکمنی  ** لیک محسوس حس این خانه نی 
  • Tanrı’nın anlaşılacağı, duyulacağı duygu, bu cihanın duygusu değildir, o duygu, başka bir duygudur.
  • آن حسی که حق بر آن حس مظهرست  ** نیست حس این جهان آن دیگرست 
  • Hayvan duygusu, o suretleri görseydi öküzle eşek de vaktin Beyazıd’ı olurdu.
  • حس حیوان گر بدیدی آن صور  ** بایزید وقت بودی گاو و خر 
  • Bedeni, ruha mazhar eden, gemiyi Nuh’a burak yapan,
  • آنک تن را مظهر هر روح کرد  ** وآنک کشتی را براق نوح کرد 
  • Dilerse ey nur arayan, gemiyi değiştirir, tûfan haline getirir.
  • گر بخواهد عین کشتی را به خو  ** او کند طوفان تو ای نورجو 
  • Ey yoksul, her an sana bir tûfandır, bir gemidir. Seni gama, neşeye ulaştırır durur. 2210
  • هر دمت طوفان و کشتی ای مقل  ** با غم و شادیت کرد او متصل 
  • Gemiyle denizi görmüyorsan bütün cüzilerindeki şu titreyişi, şu kaynaşmayı gör.
  • گر نبینی کشتی و دریا به پیش  ** لرزها بین در همه اجزای خویش 
  • Gözler, korkunun aslını görmediğinden çeşit çeşit hayallerden korkar insan.
  • چون نبیند اصل ترسش را عیون  ** ترس دارد از خیال گونه‌گون