English    Türkçe    فارسی   

6
2477-2486

  • Öküz, ben dedi, Âdem peygamber, bir öküzle çift sürüyordu ya, işte o vakit küçücüktüm.
  • گاو گفتا بوده‌ام من سال‌خورد  ** جفت آن گاوی کش آدم جفت کرد 
  • Halkın atası Âdem’in yeryüzünde çift sürdüğü öküzle eşim ben.
  • جفت آن گاوم که آدم جد خلق  ** در زراعت بر زمین می‌کرد فلق 
  • Deve, öküzle koçtan bu sözleri duyunca çok şaşırdı. Başını indirip otu aldı.
  • چون شنید از گاو و قج اشتر شگفت  ** سر فرود آورد و آن را برگرفت 
  • Havaya kaldırdı. Hiçbir söz söylemeden o esrik deve,otu yedi, sonra dedi kİ: 2480
  • در هوا بر داشت آن بند قصیل  ** اشتر بختی سبک بی‌قال و قیل 
  • Benim için doğum tarihine zaten hacet yok. Bende bu çeşit gövde ve bu uzun boy varken buna ne hacet?
  • که مرا خود حاجت تاریخ نیست  ** کین چنین جسمی و عالی گردنیست 
  • Yavrum, herkes bilir ki ben, sizden küçük değilim.
  • خود همه کس داند ای جان پدر  ** که نباشم از شما من خردتر 
  • Akıl, fikir sahipleri, bilirler ki yaratılışım sizden üstündür.
  • داند این را هرکه ز اصحاب نهاست  ** که نهاد من فزون‌تر از شماست 
  • Hıristiyan da, hepiniz bilirsiniz ki dedi bu yüce gök, şu eski yeryüzünden yüzlerce defa geniştir.
  • جملگان دانند کین چرخ بلند  ** هست صد چندان که این خاک نژند 
  • Nerede gökyüzünün acayip genişlikleri, nerede şu yerin köşeleri, bucakları? 2485
  • کو گشاد رقعه‌های آسمان  ** کو نهاد بقعه‌های خاکدان 
  • Müslümanın, arkadaşları olan Yahudi ve Hıristiyana gördüğü rüyayı söylemesi ve onların hayıflanmaları
  • جواب گفتن مسلمان آنچ دید به یارانش جهود و ترسا و حسرت خوردن ایشان 
  • Müslüman, bunu üzerine dedi ki: Dostlar, sultanım Mustafa zuhur etti.
  • پس مسلمان گفت ای یاران من  ** پیشم آمد مصطفی سلطان من