English    Türkçe    فارسی   

6
3189-3198

  • Güneşle yoldaş olana yarasa deme. Kendisine secde edileni secde eder bilme.
  • همره خورشید را شب‌پر مخوان  ** آنک او مسجود شد ساجد مدان 
  • Bu da akislere benzer ama akis değildir. Akis suretinde Tanrı’nın görünüşüdür bu. 3190
  • عکس‌ها را ماند این و عکس نیست  ** در مثال عکس حق بنمودنیست 
  • O, bir güneş görmüştür, cansız ve donmuş bir halde kalmamıştır. Şırlağan yağı, gül yağı olmuştur; şırlağan yağı kalmamıştır.
  • آفتابی دید او جامد نماند  ** روغن گل روغن کنجد نماند 
  • Tanrı Abdâl’i de, fâni varlıklarını değiştirdiler mi artık halktan değildirler, çevir bu yaprağı.
  • چون مبدل گشته‌اند ابدال حق  ** نیستند از خلق بر گردان ورق 
  • Birlik kıblesi, nasıl olur da iki olur? Toprak, nasıl olur da meleklerin secde ettikleri bir şey olabilir?
  • قبله‌ی وحدانیت دو چون بود  ** خاک مسجود ملایک چون شود 
  • Adam, bu ırmakta elma aksini gördü ama bu görüşü de, eteğini elmayla doldurdu.
  • چون درین جو دیدعکس سیب مرد  ** دامنش را دید آن پر سیب کرد 
  • Bu görüşü, yüzlerce çuvalı elmayla doldurdu. Artık, ırmakta gördüğü, nasıl olur da hayal olur? 3195
  • آنچ در جو دید کی باشد خیال  ** چونک شد از دیدنش پر صد جوال 
  • Ten görme de o sağır ve dilsizler gibi kendilerine doğru bir şey söylenince inkâr edenlerden olma.
  • تن مبین و آن مکن کان بکم و صم  ** کذبوا بالحق لما جائهم 
  • O zat, “Attığın vakit sen atmadın, Tanrı attı” sırrına mazhar olmuştur. Onun gürüşü, Tanrı görüşüdür.
  • ما رمیت اذ رمیت احمد بدست  ** دیدن او دیدن خالق شدست 
  • Ona hizmet Tanrı’ya hizmettir. Gündüzü görmek, bu pencereyi görmektir.
  • خدمت او خدمت حق کردنست  ** روز دیدن دیدن این روزنست