English    Türkçe    فارسی   

6
3273-3282

  • Paramız, soyumuz, varımız, yoğumuz… Adımız, sanımız, bahtımız, devletimiz sendin.
  • نقد ما و جنس ما و رخت ما  ** نام ما و فخر ما و بخت ما 
  • Sen ölmedin, bizim nazımız, bizim devletimiz, bizim gemimiz, bizim verilegelen rızkımız öldü.
  • تو نمردی ناز و بخت ما بمرد  ** عیش ما و رزق مستوفی بمرد 
  • Sen mecliste de ihsan ve keremde de bir kişiydin ama bine bedeldin. İhsan esnasında yüzlerce Hatem’din âdeta. 3275
  • واحد کالالف در رزم و کرم  ** صد چو حاتم گاه ایثار نعم 
  • Hatem, cansız şeyi ölü gönüllü adama verir, sayılı birkaç ceviz ihsan ederdi.
  • حاتم ار مرده به مرده می‌دهد  ** گردگان‌های شمرده می‌دهد 
  • Sense her solukta öyle bir hayat bağışlamadasın ki onun güzelliğini anlatmaya ömür yetmez.
  • تو حیاتی می‌دهی در هر نفس  ** کز نفیسی می‌نگنجد در نفس 
  • Sen, ebedî bir haya,t tükenmez ve sayılmaz altınlar bağışlarsın.
  • تو حیاتی می‌دهی بس پایدار  ** نقد زر بی‌کساد و بی‌شمار 
  • Ey gökyüzünün, civarına secde ettiği zat ! Bir huyuna bile mirasçı yok senin.
  • وارثی نا بوده یک خوی ترا  ** ای فلک سجده کنان کوی ترا 
  • Lûtfun halka çobanlık etmede gam kurtundan korumada… Tanrı Kelim’i gibi, merhametli bir çoban hem de. 3280
  • خلق را از گرگ غم لطفت شبان  ** چون کلیم الله شبان مهربان 
  • Tanrı Kelim’i çobanlık ederken sürüden bir koyun kaçmıştı. Musa peşine düştü koşmaya başladı çarıklarını çıkardı ayaklarının altı şişti kabardı.
  • گوسفندی از کلیم الله گریخت  ** پای موسی آبله شد نعل ریخت 
  • Akşama kadar onu aradı. Koyun da gözünden kayboldu.
  • در پی او تا به شب در جست و جو  ** وان رمه غایب شده از چشم او