English    Türkçe    فارسی   

6
3333-3342

  • O nişansız Tanrı anbean onların düşünce sahifesinde bir şeyler yazar, yazdıklarından bir kısmını siler durur.
  • دم به دم در صفحه‌ی اندیشه‌شان  ** ثبت و محوی می‌کند آن بی‌نشان 
  • İnsanı kızdırır, hoşnutluğu giderir, nekesliği getirir, cömertliği giderir.
  • خشم می‌آرد رضا را می‌برد  ** بخل می‌آرد سخا را می‌برد 
  • Aklım fikrim, zihnim yarım lahza bile bu yazıyı bozmadan hali değil. 3335
  • نیم لحظه مدرکاتم شام و غدو  ** هیچ خالی نیست زین اثبات و محو 
  • Testici testi ile uğraşıp durdukça testi hiç kendiliğinden genişleyebilir, büyür mü?
  • کوزه‌گر با کوزه باشد کارساز  ** کوزه از خود کی شود پهن و دراز 
  • Tahta dülgerin elindedir. Yoksa nasıl olur da kesilir, yahut başka bir tahtayla birleşir?
  • چوب در دست دروگر معتکف  ** ورنه چون گردد بریده و متلف 
  • Kumaş, bir terzinin elinde olmadıkça kendiliğinden nasıl dikilir yahut biçilir?
  • جامه اندر دست خیاطی بود  ** ورنه از خود چون بدوزد یا درد 
  • Su kabı, ey akıllı adam sakanın elindedir. Öyle olmasa kendi kendine nasıl dolar, boşalır?
  • مشک با سقا بود ای منتهی  ** ورنه از خود چون شود پر یا تهی 
  • Sen de her an dolmada boşalmadasın. Bil ki onun sanat elindesin. 3340
  • هر دمی پر می‌شوی تی می‌شوی  ** پس بدانک در کف صنع ویی 
  • Gözündeki bu bağ kalktı mı sanatın sanatkarın elinde halden hale girmekte olduğunu anlarsın.
  • چشم‌بند از چشم روزی کی رود  ** صنع از صانع چه سان شیدا شود 
  • Gözün varsa kendi gözünle bir bak. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir ahmağın gözüyle bakma.
  • چشم‌داری تو به چشم خود نگر  ** منگر از چشم سفیهی بی‌خبر