English    Türkçe    فارسی   

6
3605-3614

  • O zaman ağaçlara bahar, yardım edemez. Ancak iç âlemindeki sevgilinin bahara benzeyen yüzü yardım eder. 3605
  • در جهان نبود مددشان از بهار  ** جز مگر در جان بهار روی یار 
  • Onun için şu toprak yeryüzüne” Gurur, aldanış yurdu” denmiştir. Çünkü göçme çağına ulaştın mı senden ayağını çekiverir.
  • زان لقب شد خاک را دار الغرور  ** کو کشد پا را سپس یوم العبور 
  • Ondan önce senin sağında, solunda koşar, senin derdini ben alırım, senin yerine ben dertlenirim derdi. Bir şey almadı ya!
  • پیش از آن بر راست و بر چپ می‌دوید  ** که بچینم درد تو چیزی نچید 
  • Gam zamanlarında sana, senden gam ırak olsun, gamla aranda on dağ bulunsun derdi.
  • او بگفتی مر ترا وقت غمان  ** دور از تو رنج و ده که در میان 
  • Fakat elem ordusu geldi de ağzını kapattı mı, seni görmüşlüğüm var bile demez.
  • چون سپاه رنج آمد بست دم  ** خود نمی‌گوید ترا من دیده‌ام 
  • Tanrı, şeytan içinde bu çeşit bir örnek gösterdi. Hilelerle seni savaşa sokar. 3610
  • حق پی شیطان بدین سان زد مثل  ** که ترا در رزم آرد با حیل 
  • Ben seninleyim, sana yardım eder, tehlikelerde senin önüne ben düşer, tehlikeye ben koşar, göğüs gererim.
  • که ترا یاری دهم من با توم  ** در خطرها پیش تو من می‌دوم 
  • Oklara siper olur, dara düştün mü seni kurtarırım.
  • اسپرت باشم گه تیر خدنگ  ** مخلص تو باشم اندر وقت تنگ 
  • Senin sürçtüğün yerde ben canımı feda ederim. Sen bir Rüstem’sin, bir Aslansın. Yürü, ercesine karşı dur.
  • جان فدای تو کنم در انتعاش  ** رستمی شیری هلا مردانه باش 
  • Diyerek bu işvelerle seni küfür yoluna getirir, o hile, düzen çuvalına sokar.
  • سوی کفرش آورد زین عشوه‌ها  ** آن جوال خدعه و مکر و دها