English    Türkçe    فارسی   

6
374-383

  • Hani Moğol askerleri gibi... Onlar da biri hastalandı mı ölmesin diye göğe ok atarlar ya, sen de atadur.
  • هم‌چو اسپاه مغل بر آسمان  ** تیر می‌انداز دفع نزع جان 
  • Yahut da kaçabilirsen kaç, kurtul bakalım.İmkânı mı var? Onun eline bir kere rehin olmuşsun. 375
  • یا گریز از وی اگر توانی برو  ** چون روی چون در کف اویی گرو 
  • Yokluktayken bile elinden kurtulamadın, şimdi nasıl kurtulabilirsin a güzelim!
  • در عدم بودی نرستی از کفش  ** از کف او چون رهی ای دست‌خوش 
  • İstek yok mu? İşte o, sıçramak, kaçmaktır; onun adaletine karşı takvanın kanını dökmektir.
  • آرزو جستن بود بگریختن  ** پیش عدلش خون تقوی ریختن 
  • Bu dünya tuzaktır, tanesi de istek. Tuzaklardan kaç onlardan yüz çevir.
  • این جهان دامست و دانه‌آرزو  ** در گریز از دامها روی آر زو 
  • Böyle hareket ettin mi yüzlerce ferahlık bulursun. Fakat istekten geçemedin mi fesatlıklara uğrarsın.
  • چون چنین رفتی بدیدی صد گشاد  ** چون شدی در ضد آن دیدی فساد 
  • Bunun için Peygamber “Müftüler sana kuvvetli fetvalar bile verseler sen, kalbine danış” dedi. 380
  • پس پیمبر گفت استفتوا القلوب  ** گر چه مفتیتان برون گوید خطوب 
  • İsteği bırak da Allah acısın. Bunun böyle olması lâzım, bunu denedin, sınadın ya.
  • آرزو بگذار تا رحم آیدش  ** آزمودی که چنین می‌بایدش 
  • Mademki kaçamıyorsun, ona kullukta bulun da hapsinden kurtul, gül bahçelerine git.
  • چون نتانی جست پس خدمت کنش  ** تا روی از حبس او در گلشنش 
  • Her an kendini görür gözetirsin adaleti de görürsün, yüceliği de ey azgın.
  • دم به دم چون تو مراقب می‌شوی  ** داد می‌بینی و داور ای غوی