English    Türkçe    فارسی   

6
3852-3861

  • Herif, hastaysan, hastalıktan hararetlendiysen neden hastaneye gitmedin?
  • گفت اگر داری ز رنجوری تفی  ** چون نرفتی جانب دار الشفا 
  • Yahut bir esirgeyici hekimin evine varmadın? Gitseydin hastalıktan kurtulurdun.
  • یا به خانه‌ی یک طبیبی مشفقی  ** که گشادی از سقامت مغلقی 
  • Çocuk dedi ki: Ben de bilmem nereye gideyim? Nereye gidersem bir derde uğruyorum.
  • گفت آخر من کجا دانم شدن  ** که بهرجا می‌روم من ممتحن 
  • Senin gibi bir zındık, bir pis, bir dinsiz herif, başucuma yırtıcı canavar gibi gelip dikiliyor. 3855
  • چون تو زندیقی پلیدی ملحدی  ** می بر آرد سر به پیشم چون ددی 
  • En iyi bir yer olan tekkede bile bir an olsun aman bulmadım.
  • خانقاهی که بود بهتر مکان  ** من ندیدم یک دمی در وی امان 
  • Bir avuç bulgur aşıyla geçinmeye çalışan derviş, gözlerinden meni akarak, elleriyle hayalarını sıkarak bana yüz tuttu.
  • رو به من آرند مشتی حمزه‌خوار  ** چشم‌ها پر نطفه کف خایه‌فشار 
  • Namuslu oldun mu gizli, gizli bakar aletleriyle oynarlar.
  • وانک ناموسیست خود از زیر زیر  ** غمزه دزدد می‌دهد مالش به کیر 
  • Tekke böyle olursa artık halkın pazarı, eşek sürüsü ve hamların divanı nasıl olur? Var kıyas et.
  • خانقه چون این بود بازار عام  ** چون بود خر گله و دیوان خام 
  • Eşek, nerde, namus ve takva nerede? Eşek, korkuyu, ürkmeyi, ricayı ne bilir? 3860
  • خر کجا ناموس و تقوی از کجا  ** خر چه داند خشیت و خوف و رجا 
  • Akıl kadının da emniyet ve adaletini diler, erkeğin de. Fakat akıl nerede?
  • عقل باشد آمنی و عدل‌جو  ** بر زن و بر مرد اما عقل کو