English    Türkçe    فارسی   

6
4423-4432

  • Senin yüzünü göstermeyen mevki, âdi bir mevkidir. Makamdır ama hakikatte azledilmenin ta kendisidir o.
  • منصبی کانم ز ریت محجبست  ** عین معزولیست و نامش منصبست 
  • Şimdiye kadar buraya gelmemesindeki, geç kalmasındaki sebep, istidadının olmaması ve bedeninin arık bulunmasıydı.
  • موجب تاخیر اینجا آمدن  ** فقد استعداد بود و ضعف فن 
  • Hazırlığın olmadan bir madene bile gitsen bir habbe alamazsın. 4425
  • بی ز استعداد در کانی روی  ** بر یکی حبه نگردی محتوی 
  • Hani erkekliği olmayan adamın kız alması gibi. Tutalım kız pek güzel, gümüş gibi bedeni var, ona ne fayda?
  • هم‌چو عنینی که بکری را خرد  ** گرچه سیمین‌بر بود کی بر خورد 
  • Zeytinyağı ve fitili konmamış kandil, ne çok bir aydınlık verir, ne az!
  • چون چراغی بی ز زیت و بی فتیل  ** نه کثیرستش ز شمع و نه قلیل 
  • Burnu koku almıyan biri, gül bahçesine girse o güzel kokulardan bir neşe almaz ki.
  • در گلستان اندر آید اخشمی  ** کی شود مغزش ز ریحان خرمی 
  • Bu iş, bir namussuzun önündeki güzele, bir sağırın yanında çalınan cenk ve barbet sesine benzer.
  • هم‌چو خوبی دلبری مهمان غر  ** بانگ چنگ و بربطی در پیش کر 
  • Karada yaşayan kuş, denize dalsa helak olmadan başka eline ne geçer? 4430
  • هم‌چو مرغ خاک که آید در بحار  ** زان چه یابد جز هلاک و جز خسار 
  • Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak saçı, sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
  • هم‌چو بی‌گندم شده در آسیا  ** جز سپیدی ریش و مو نبود عطا 
  • Felek değirmeni, buğdayı olmayanların saçını, sakalını ağartır, kendilerini zayıflatır.
  • آسیای چرخ بر بی‌گندمان  ** موسپیدی بخشد و ضعف میان