English    Türkçe    فارسی   

6
4466-4475

  • Düşman, köye gitti, bekçi de yok. Halvet olmak için pek güzel bir yurt.
  • خصم در ده رفت و حارس نیز نیست  ** بهر خلوت سخت نیکو مسکنیست 
  • Mümkünse bu gece oraya gel. Geceleyin görülen işte ne düzen vardır, ne riya.
  • امشب ار امکان بود آنجا بیا  ** کار شب بی سمعه است و بی‌ریا 
  • Bütün gözetleyenler, uyku şarabiyle sarhoştur. Gece Zencisi, hepsinin boynunu vurmuştur.
  • جمله جاسوسان ز خمر خواب مست  ** زنگی شب جمله را گردن زدست 
  • Hâsılı o şeker dudaklı, o canım dudaklariyle kadıya şaşırtıcı afsunlar okudu.
  • خواند بر قاضی فسون‌های عجب  ** آن شکرلب وانگهانی از چه لب 
  • İblis, Âdem'e nice defa masallar okudu ama Havva, ye dedi de Adem, Tanrı tarafından yemeyin denen meyvayı o vakit yedi. 4470
  • چند با آدم بلیس افسانه کرد  ** چون حوا گفتش بخور آنگاه خورد 
  • Âlemde zulümle dökülen ilk kan, kadın yüzünden ve Kaabil'in elinden çıktı.
  • اولین خون در جهان ظلم و داد  ** از کف قابیل بهر زن فتاد 
  • Nuh, tavada ne kadar kebap kızartmak istese Vahile, durmadan tavaya taş atardı.
  • نوح چون بر تابه بریان ساختی  ** واهله بر تابه سنگ انداختی 
  • Kadın hilesi onun işine üstün olur, onun saf öğüt suyunu bulandırır giderdi.
  • مکر زن بر کار او چیره شدی  ** آب صاف وعظ او تیره شدی 
  • Kavmine gizlice, amanın bu sapıklardan dininizi koruyun derdi.
  • قوم را پیغام کردی از نهان  ** که نگه دارید دین زین گمرهان 
  • Kadının, Cuha' nın karısının evine gitmesi, Cuha' nın kızgın bir halde kapının halkasını dövmesi, kadının sandığa gizlenmesi.
  • رفتن قاضی به خانه‌ی زن جوحی و حلقه زدن جوحی به خشم بر در و گریختن قاضی در صندوقی الی آخره 
  • Kadının hilesine son yoktur. Gece oldu. Akıllı kadı, kadına kavuşmak için yavaş yavaş kalktı, yola düştü. 4475
  • مکر زن پایان ندارد رفت شب  ** قاضی زیرک سوی زن بهر دب