English    Türkçe    فارسی   

6
84-93

  • Noksandan münezzeh Allah, bir elmalık meydana getirmede, onları ağaçlara, yapraklara benzeyen harfler içinde gizlemede.
  • پاک سبحانی که سیبستان کند  ** در غمام حرفشان پنهان کنند 
  • Bu ses, harf ve dedikodu ağaçlığı arasında elmadan ancak bir koku alınabilir. 85
  • زین غمام بانگ و حرف و گفت و گوی  ** پرده‌ای کز سیب ناید غیر بوی 
  • Bari sen de bu kokuyu aklına iyice çek, bu kokuyu iyice al da seni kulağından tutup asla kadar götürsün.
  • باری افزون کش تو این بو را به هوش  ** تا سوی اصلت برد بگرفته گوش 
  • Nezle olmamaya, koku almaya bak. Halkın yelinden, nefesinden bedenini ört.
  • بو نگه‌دار و بپرهیز از زکام  ** تن بپوش از باد و بود سرد عام 
  • Onların havaları, kış rüzgârlarından da soğuktur. Örtün, bürün de burnuna girmesin.
  • تا نینداید مشامت را ز اثر  ** ای هواشان از زمستان سردتر 
  • Onlar, cansız, donmuş kişilerdir. Nefesleri, karlı dağlardan gelir.
  • چون جمادند و فسرده و تن‌شگرف  ** می‌جهد انفاسشان از تل برف 
  • Fakat yeryüzü bu karlı kefene büründü mü durma, hemen Hüsameddin’in güneş kılıcını vur. 90
  • چون زمین زین برف در پوشد کفن  ** تیغ خورشید حسام‌الدین بزن 
  • Derhal doğudan Allah kılıcını çek, o doğuyla bu tapıyı ısıt.
  • هین بر آر از شرق سیف‌الله را  ** گرم کن زان شرق این درگاه را 
  • Güneş, karı hançerledi mi dağlardan ovalardan seller yürür.
  • برف را خنجر زند آن آفتاب  ** سیلها ریزد ز کهها بر تراب 
  • Çünkü o, ne doğudadır, ne batıda. Gece gündüz müneccimle savaşır durur.
  • زانک لا شرقیست و لا غربیست او  ** با منجم روز و شب حربیست او