English    Türkçe    فارسی   

1
1680-1689

  • من تمام این نیارم گفت از آن ** منع می‌‌آید ز صاحب مرکزان‌‌ 1680
  • Ben bunu, tamamı ile söyleyemiyorum, çünkü merkez sahipleri (Peygamberler) men ediyorlar.
  • چون فراموشی خلق و یادشان ** با وی است و او رسد فریادشان‌‌
  • Mademki halkı unutması ve hatırlaması onun elindedir, imdatlarına da o, erişir.
  • صد هزاران نیک و بد را آن بهی ** می‌‌کند هر شب ز دلهاشان تهی‌‌
  • O güzel huylarla huylanmış olan zat, her gece gönüllerden yüz binlerce iyi ve kötü hâtırayı giderir;
  • روز دلها را از آن پر می‌‌کند ** آن صدفها را پر از در می‌‌کند
  • Gündüzün gönülleri, yine o hâtıralarla doldurmakta; o sedefleri, incilerle dopdolu bir hale getirmektedir.
  • آن همه اندیشه‌‌ی پیشانها ** می‌‌شناسند از هدایت جانها
  • Evvelki düşüncelerin hepsi, Tanrı’nın hidayetiyle sahiplerini tanırlar.
  • پیشه و فرهنگ تو آید به تو ** تا در اسباب بگشاید به تو 1685
  • Uyanınca, sanat ve hünerin, sebepler kapısını açmak üzere yine sana gelir.
  • پیشه زرگر به آهنگر نشد ** خوی این خوش خو به آن منکر نشد
  • Kuyumcunun hüneri demirciye gitmez, bu güzel huylunun huyu, öteki kötüye mal olmaz.
  • پیشه‌‌ها و خلقها همچون جهیز ** سوی خصم آیند روز رستخیز
  • Hünerler ve huylar, kıyamet günü, çeyiz gibi sahibine döner.
  • پیشه‌‌ها و خلقها از بعد خواب ** واپس آید هم به خصم خود شتاب‌‌
  • Sanatlar ve tabiatlar, sabah uyandıktan sonra, koşa koşa onun yanına gelirler. (T.M. 1686)
  • پیشه‌‌ها و اندیشه‌‌ها در وقت صبح ** هم بدانجا شد که بود آن حسن و قبح‌‌
  • Güzel olsun, çirkin olsun... Bütün huylar ve hünerler, sabah çağında sahiplerine gelir;