English    Türkçe    فارسی   

1
2076-2085

  • گشت آواز لطیف جان فزاش ** زشت و نزد کس نیرزیدی به لاش‌‌
  • Onun cana can katan lâtif sesi fena, iğrenç, çirkin yürek tırmalayıcı geldi.
  • آن نوای رشک زهره آمده ** همچو آواز خر پیری شده‌‌
  • Zühere’nin bile haset ettiği o güzel sesi, kart eşeğin sesine benzedi.
  • خود کدامین خوش که او ناخوش نشد ** یا کدامین سقف کان مفرش نشد
  • Zaten hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir.
  • غیر آواز عزیزان در صدور ** که بود از عکس دمشان نفخ صور
  • Ancak Sûr’un üfürülmesi, nefeslerinin aksinden ibaret olan yüce azizlerin sesleri, bundan müstesnadır; onların sesleri bakidir.
  • اندرونی کاندرونها مست از اوست ** نیستی کاین هستهامان هست از اوست‌‌ 2080
  • Onların gönülleri, öyle bir gönüldür ki gönüller, ondan sarhoştur. Yoklukları öyle bir yokluktur ki bizim varlıklarımız, o yokluktan var olmuşlardır.
  • کهربای فکر و هر آواز او ** لذت الهام و وحی و راز او
  • Her fikrin, her sesin kehlibarı (fikirleri ve sesleri çeken) o gönüldür. İlham, vahiy ve sır lezzeti yine o gönülden ibarettir.
  • چون که مطرب پیرتر گشت و ضعیف ** شد ز بی‌‌کسبی رهین یک رغیف‌‌
  • Çalgıcı bir hayli ihtiyarlayıp zayıflayınca kazançsızlıktan bir parçacık yufka ekmeğine bile muhtaç hale geldi.
  • گفت عمر و مهلتم دادی بسی ** لطفها کردی خدایا با خسی‌‌
  • Dedi ki: “Tanrım, bana çok ömür ve mühlet verdin, hakir bir kişiye karşı lütuflarda bulundun.
  • معصیت ورزیده‌‌ام هفتاد سال ** باز نگرفتی ز من روزی نوال‌‌
  • Yetmiş yıldır isyan edip durdum. Benden bir gün bile ihsanını kesmedin.
  • نیست کسب امروز مهمان توام ** چنگ بهر تو زنم آن توام‌‌ 2085
  • Bugün kazanç yok, senin konuğunum. Çengi sana çalacağım, gayrı seninim.”