English    Türkçe    فارسی   

1
3107-3116

  • و آن دگر خرگوش بهر شام هم ** شب چره‌‌ی این شاه با لطف و کرم‌‌
  • Tavşan da lûtuf ve kerem sahibi padişahın akşam yemeğidir.”
  • گفت ای روبه تو عدل افروختی ** این چنین قسمت ز کی آموختی‌‌
  • Aslan “Tilki, adaleti parlattın, apaydın bir hale getirdin. Bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin?
  • از کجا آموختی این ای بزرگ ** گفت ای شاه جهان از حال گرگ‌‌
  • Ey ulu kişi! Bu pay edişi nereden belledin? “ deyince Tilki dedi ki “Padişahım , kurdun halinden!”
  • گفت چون در عشق ما گشتی گرو ** هر سه را برگیر و بستان و برو 3110
  • Bunun üzerine aslan “ Mademki sen bizim aşkımıza kendini rehin ettin; üçü de senin olsun, üçünü de al, git.
  • روبها چون جملگی ما را شدی ** چونت آزاریم چون تو ما شدی‌‌
  • Ey tilki, sen baştanbaşa bizim oldun, seni nasıl incitebilirim? Mademki sen, biz oldun;
  • ما ترا و جمله اشکاران ترا ** پای بر گردون هفتم نه بر آ
  • Biz de seniniz, bütün avlar da. Ayağını yedinci kat göğün üstüne bas, yüksel.
  • چون گرفتی عبرت از گرگ دنی ** پس تو روبه نیستی شیر منی‌‌
  • Alçak kurttan ibret aldığın için artık sen, tilki değilsin, benim aslanımsın” dedi.
  • عاقل آن باشد که عبرت گیرد از ** مرگ یاران در بلای محترز
  • Akıllı o kişidir ki çekinilen belâda dostların ölümünden ibret alır.
  • روبه آن دم بر زبان صد شکر راند ** که مرا شیر از پی آن گرگ خواند 3115
  • O zaman tilki “ Aslan, bana bunu kurttan sonra teklif etti” diye yüzlerce şükürde bulundu.
  • گر مرا اول بفرمودی که تو ** بخش کن این را که بردی جان از او
  • “ Eğer önce bana, bunu pay et, diye teklif etseydi, ondan canımı kurtarmama imkân mı vardı? “ diye şükürler etti.