English    Türkçe    فارسی   

1
3823-3832

  • چون گواهی بندگان مقبول نیست ** عدل او باشد که بنده‌‌ی غول نیست‌‌
  • Mademki kulların kölelerin, şahadeti makbul değildir, tam adalet sahibi, o kişiye derler ki gulyabani kölesi olmasın.
  • گشت ارسلناک شاهد در نذر ** ز آن که بود از کون او حر ابن حر
  • Kur’an’da peygambere “Biz seni şahit olarak gönderdik” denmiştir. Çünkü o, varlıktan hür oğlu hürdür.
  • چون که حرم خشم کی بندد مرا ** نیست اینجا جز صفات حق در آ 3825
  • Ben, mademki hürüm; hiddet beni nasıl bağlar, kendisine nasıl kul eder? Burada Tanrı sıfatlarından başka sıfat yoktur, beri gel!
  • اندر آ کازاد کردت فضل حق ** ز آن که رحمت داشت بر خشمش سبق‌‌
  • Beri gel ki Tanrı’nın ihsanı seni azat etsin. Çünkü onun rahmeti gazabından üstün ve arıktır.
  • اندر آ اکنون که رستی از خطر ** سنگ بودی کیمیا کردت گهر
  • Beri gel ki şimdi tehlikeden kurtuldun, kaçtın kimya seni cevher haline soktu.
  • رسته‌‌ای از کفر و خارستان او ** چون گلی بشکفته در بستان هو
  • Küfürden ve dikenliğinden kurtuldun, artık Tanrı bahçesinde bir gül gibi açıl!
  • تو منی و من توام ای محتشم ** تو علی بودی علی را چون کشم‌‌
  • Ey ulu kişi, sen bensin, ben de senim. Sen Ali’ydin, Ali’yi nasıl öldürürüm?
  • معصیت کردی به از هر طاعتی ** آسمان پیموده‌‌ای در ساعتی‌‌ 3830
  • Öyle bir suç işledin ki her türlü ibadetten iyi bir anda gökleri bir baştan bir başa aştın.
  • بس خجسته معصیت کان کرد مرد ** نی ز خاری بر دمد اوراق ورد
  • O adamın işlediği suç ne kutlu suç! Gül yaprakları dikenden bitmez mi?
  • نی گناه عمر و قصد رسول ** می‌‌کشیدش تا به درگاه قبول‌‌
  • Ömer'in Peygambere kastedişi suçu, onu ta kabul kapısına kadar çekip götürmedi mi?