English    Türkçe    فارسی   

1
602-611

  • ما عدمهاییم و هستیهای ما ** تو وجود مطلقی فانی نما
  • Biz yokuz. Varlıklarımız, fâni suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin.
  • ما همه شیران ولی شیر علم ** حمله‌‌شان از باد باشد دم‌‌به‌‌دم‌‌
  • Biz umumiyetle aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır.
  • حمله شان پیدا و ناپیداست باد ** آن که ناپیداست هرگز کم مباد
  • Aslanların saldırışı meydânda; lâkin rüzgâr gizlidir. O gizli olan, aslâ eksik olmasın. (T.M. 602)
  • باد ما و بود ما از داد تست ** هستی ما جمله از ایجاد تست‌‌ 605
  • Hareketimiz de, varlığımız da senin vergindir. Varlığımız umumiyetle senin icadındır.
  • لذت هستی نمودی نیست را ** عاشق خود کرده بودی نیست را
  • Yoksa varlık lezzetini gösterdin. Yok olanı kendine âşık eylemiştin!
  • لذت انعام خود را وامگیر ** نقل و باده و جام خود را وامگیر
  • O in’am ve ihsanın lezzetini... Mezeyi, şarabı ve kadehi esirgeme!
  • ور بگیری کیت جستجو کند ** نقش با نقاش چون نیرو کند
  • Esirgersen kim arayıp tarıyabilir? Nakış nakkaşla nasıl mücadele eder?
  • منگر اندر ما، مکن در ما نظر ** اندر اکرام و سخای خود نگر
  • Bize, bizim ef’alimize bakma; kendi ikramına, kendi cömertliğine bak!
  • ما نبودیم و تقاضامان نبود ** لطف تو ناگفته‌‌ی ما می‌‌شنود 610
  • Biz yoktuk, mücadelemiz de yoktu. Senin lütfun bizim söylenmemiş sırlarımızı da işitiyordu.
  • نقش باشد پیش نقاش و قلم ** عاجز و بسته چو کودک در شکم‌‌
  • Nakış, nakkaşın ve kaleminin huzurunda ama karnındaki çocuk gibi âciz ve eli bağlıdır.