English    Türkçe    فارسی   

1
641-650

  • انبیا چون جنس علیین بدند ** سوی علیین جان و دل شدند
  • Peygamberler, "İlliyyin" cinsinden olduklarından can ve gönül İlliyyinine doğru gitmişlerdir.
  • این سخن پایان ندارد لیک ما ** باز گوییم آن تمامی قصه را
  • Bu sözün sonu yoktur, fakat biz yine dönüp o hikâyeyi tamamlayalım:
  • نومید کردن وزیر مریدان را از رفض خلوت
  • Vezirin, halveti terk etmede müritleri ümitsiz bırakması
  • آن وزیر از اندرون آواز داد ** کای مریدان از من این معلوم باد
  • Vezir içerden seslendi: “Ey müritler, benden size şu malûm olsun.
  • که مرا عیسی چنین پیغام کرد ** کز همه یاران و خویشان باش فرد
  • Ki İsa bana “Hep yakınlarından, arkadaşlarından ayrıl, tek ol,
  • روی در دیوار کن تنها نشین ** وز وجود خویش هم خلوت گزین‌‌ 645
  • Yüzünü duvara çevirip yalnızca otur, kendi varlığından da halveti ihtiyar et” diye vahyetti.
  • بعد از این دستوری گفتار نیست ** بعد از این با گفت و گویم کار نیست‌‌
  • Bundan sonra konuşmaya izin yok, bundan sonra dedikodu ile işim yok.
  • الوداع ای دوستان من مرده‌‌ام ** رخت بر چارم فلک بر برده‌‌ام‌‌
  • Dostlar, elveda! Ben öldüm, yükümü dördüncü göğe ilettim.
  • تا به زیر چرخ ناری چون حطب ** من نسوزم در عنا و در عطب‌‌
  • Bu suretle de ateşe mensup feleğin altında zahmet ve meşakkatler içinde yanmayalım.
  • پهلوی عیسی نشینم بعد از این ** بر فراز آسمان چارمین‌‌
  • Bundan sonra dördüncü kat gök üstünde, İsa’nın yanında oturacağım.”
  • ولی عهد ساختن وزیر هر یک امیر را جدا جدا
  • Vezirin her emiri ayrı ayrı veliaht yapması
  • و آن گهانی آن امیران را بخواند ** یک به یک تنها به هر یک حرف راند 650
  • Neden sonra o emirleri yalnız ve birer birer çağırıp her birine bir söz söyledi.