English    Türkçe    فارسی   

1
893-902

  • ور ز غیر جنس باشد ذوق ما ** آن مگر مانند باشد جنس را
  • Eğer, bizimle cins olanlardan başka bir şeyden zevk alıyorsak o da ancak bizimle cinsiyeti olana benzer bir şeydir.
  • آن که مانند است باشد عاریت ** عاریت باقی نماند عاقبت‌‌
  • Cinse benzeyenden alınan zevk, dimî değildir. O zevk âriyettir. Âriyet nesne ise akıbet baki kalmaz.
  • مرغ را گر ذوق آید از صفیر ** چون که جنس خود نیابد شد نفیر 895
  • Kuşa, ıslıktan zevk gelirse de cinsini bulamayınca ok gibi uçar gider.
  • تشنه را گر ذوق آید از سراب ** چون رسد در وی گریزد جوید آب‌‌
  • Susuz kimseye seraptan zevk gelir, fakat ona erişince kaçar ve yine su arar.
  • مفلسان هم خوش شوند از زر قلب ** لیک آن رسوا شود در دار ضرب‌‌
  • Müflisler kalp altından hoşlanırlarsa da, o altın darphanede rüsvay olur.
  • تا زر اندودیت از ره نفگند ** تا خیال کژ ترا چه نفگند
  • Dikkat et; altın suyu ile boyaman seni yoldan alıkoymasın! Dikkat et; bâtıl hayal seni kuyuya düşürmesin!
  • از کلیله باز جو آن قصه را ** و اندر آن قصه طلب کن حصه را
  • Kelile’den bu hikâyeyi oku ve o kıssadan hisse almaya bak!
  • بیان توکل و ترک جهد گفتن نخجیران به شیر
  • Av hayvanlarının aslana, tevekkül edip çalışmayı terk etmesini söylemeleri
  • طایفه‌‌ی نخجیر در وادی خوش ** بودشان از شیر دایم کش مکش‌‌ 900
  • Güzel bir derede av hayvanları, aslan korkusundan ıstırap içindeydiler.
  • بس که آن شیر از کمین درمی‌‌ربود ** آن چرا بر جمله ناخوش گشته بود
  • Çünkü aslan, daima pusudan çıkıp birisini kapmaktaydı. O otlak bu yüzden hepsine fena geliyordu.
  • حیله کردند آمدند ایشان بشیر ** کز وظیفه ما ترا داریم سیر
  • Hileye başvurdular; aslanın huzuruna geldiler. “Biz sana gündelikle yiyecek verip doyuralım,