English    Türkçe    فارسی   

2
1432-1441

  • دور دور از عقل چون دریای او ** تا جنون باشد سفه فرمای او
  • Ona delilik hükmetsin, o çaldırsın. İmkân mı var? Böyle bir şey onun deniz gibi hudutsuz aklından ne kadar uzak!
  • حاش لله از کمال جاه او ** کابر بیماری بپوشد ماه او
  • Haşa delilik bulutu, onun ayını örtsün. Böyle bir şey onun ulu makamının kemalinden değildir.
  • او ز شر عامه اندر خانه شد ** او ز ننگ عاقلان دیوانه شد
  • O halkın şerrinden bir bucağa sindi. Akıllılardan utandı da divane oldu.
  • او ز عار عقل کند تن پرست ** قاصدا رفته ست و دیوانه شده ست‏ 1435
  • Tane tapan sersem akıldan usanmış da bu yüzden mahsus kendisini deli göstermiştir.”
  • که ببندیدم قوی و ز ساز گاو ** بر سر و پشتم بزن وین را مکاو
  • Maden de der ki: “Yiğit, beni bağla. Öküz kuyruğundan yapılma kamçı ile başıma, sırtıma vur. Fakat deşeleme!
  • تا ز زخم لخت یابم من حیات ** چون قتیل از گاو موسی ای ثقات‏
  • Kamçı yarasından hayat bulayım. Musa’nın öküzü yüzünden dirilen maktul gibi dirileyim.
  • تا ز زخم لخت گاوی خوش شوم ** همچو کشته‏ی گاو موسی گش شوم‏
  • Öküz kuyruğundan yapılma kamçının açtığı yaradan iyileşeyim, Musa’nın mucizesiyle dirilen o öldürülmüş adam gibi canlanayım.
  • زنده شد کشته ز زخم دم گاو ** همچو مس از کیمیا شد زر ساو
  • O öldürülmüş adam öküz kuyruğu kamçısının açtığı yaradan dirildi. Bakır gibi kimya yüzünden altın oldu.
  • کشته بر جست و بگفت اسرار را ** وا نمود آن زمره‏ی خون‏خوار را 1440
  • Sıçrayıp kalktı, sırları söyledi, kanını dökenleri gösterdi.
  • گفت روشن کاین جماعت کشته‏اند ** کاین زمان در خصمی‏ام آشفته‏اند
  • Beni bunlar öldürdü, bu fitnenin tohumunu bunlar ekti diye açıkça söz söyledi.