English    Türkçe    فارسی   

2
1535-1544

  • دانش ناقص نداند فرق را ** لاجرم خورشید داند برق را 1535
  • Noksan bilgi, fark ve temyize malik değildir. Nihayet şimşeği güneş sanır.
  • چون که ملعون خواند ناقص را رسول ** بود در تاویل نقصان عقول‏
  • Bu yüzden peygamber, noksanı olan kişiye melun dedi. Fakat bu noksan, tevil de akıl noksanıdır.
  • ز انکه ناقص تن بود مرحوم رحم ** نیست بر مرحوم لایق لعن و زخم‏
  • Teninde noksan bulunan acınır, acınan kişiye lânet etmek böyle bir adamı yaralamaksa hiç de yaraşır bir şey değil.
  • نقص عقل است آن که بد رنجوری است ** موجب لعنت سزای دوری است‏
  • Kötü hastalık, lânet edilmesi icap eden, uzaklığa lâyık olan illet, akıl noksanıdır.
  • ز انکه تکمیل خردها دور نیست ** لیک تکمیل بدن مقدور نیست‏
  • Zira noksan akılları tamamlamak, yani akıllanmak mümkündür, fakat bedendeki noksanı tamamlamaya imkân yok.
  • کفر و فرعونی هر گبر بعید ** جمله از نقصان عقل آمد پدید 1540
  • Allah’tan uzak düşen her kötü kişinin kâfirliği, Firavunluğu, umumiyetle akıl noksanından ileri gelmiştir.
  • بهر نقصان بدن آمد فرج ** در نبی که ما علی الاعمی حرج‏
  • Beden noksanı için Kuran’ da “ Köre teklif yok” diye bir genişlik var.
  • برق آفل باشد و بس بی‏وفا ** آفل از باقی ندانی بی‏صفا
  • Şimşek çabucak sönüp gider, pek vefasızdır. Sen aydın ve parlak olmayan geçici şeyi baki olandan ayırt edemiyorsun.
  • برق خندد بر که می‏خندد بگو ** بر کسی که دل نهد بر نور او
  • Şimşek güler o kişiye. Kime biliyor musun? Onun nuruna gönül bağlayana.
  • نورهای چرخ ببریده پی است ** آن چو لا شرقی و لا غربی کی است‏
  • Felek nurlarının sonu yoktur. O nurlar, şarkta ve garpta bulunmayan Allah nuruna benzer mi hiç?