English    Türkçe    فارسی   

2
2052-2061

  • شه بر آن عقل و گزینش که تراست ** چون تو کان جهل را کشتن سزاست‏
  • Yuf olsun sendeki akla, irfana. Senin gibi bilgisizlik madenini öldürmek gerek.
  • گاو زرین بانگ کرد آخر چه گفت ** کاحمقان را این همه رغبت شگفت‏
  • Altından yapılan öküz ses verdi de ne dedi ki, ahmaklar ona bu derece rağbet ettiler?
  • ز آن عجبتر دیده‏اید از من بسی ** لیک حق را کی پذیرد هر خسی‏
  • Ben size daha ziyade şaşılacak pek çok şeyler gösterdim. Fakat aşağılık kişiler, nasıl olur da hakkı kabul ederler?
  • باطلان را چه رباید باطلی ** عاطلان را چه خوش آید عاطلی‏ 2055
  • Bâtılları ne cezbedebilir? Ancak bâtıl! Tembellere ne hoş gelir tembellik!
  • ز انکه هر جنسی رباید جنس خود ** گاو سوی شیر نر کی رو نهد
  • Çünkü her cins, kendi cinsini çeker. Öküz nasıl olur da erkek aslana yüz tutar?
  • گرگ بر یوسف کجا عشق آورد ** جز مگر از مکر تا او را خورد
  • Kurt neden Yusuf’a âşık olacak? Ancak hile ile onu sever görünür, sonra da onu parçalayıp yer.
  • چون ز گرگی وارهد محرم شود ** چون سگ کهف از بنی آدم شود
  • Fakat kurt, kurtluktan kurtulursa Yusuf’a mahrem olur. Eshab-ı Kehf’in köpeğin gibi âdemoğullarından sayılır.
  • چون ابو بکر از محمد برد بو ** گفت هذا لیس وجه کاذب‏
  • Ebubekir, Muhammet’ den bir koku alınca “Bu yüz yalancı yüzü değil” dedi.
  • چون نبد بو جهل از اصحاب درد ** دید صد شق قمر باور نکرد 2060
  • Fakat Ebu cehil, dert sahiplerinden olmadığı için yüzlerce Şakkı Kamer gördü de yine inanmadı.
  • دردمندی کش ز بام افتاد طشت ** زو نهان کردیم حق پنهان نگشت‏
  • Leğeni damdan düşen, şöhreti âleme yayılan dertliden Hakk’ı gizledik, fakat gizlenmedi gitti.