English    Türkçe    فارسی   

2
3252-3261

  • پس فلک قشر است و نور روح مغز ** این پدید است آن خفی زین رو ملغز
  • Felek kabuktur, ruhun nuru iç. Bu görünürde o görünmez. Ayağın kaymasın, sallanma, kendine gel!
  • جسم ظاهر روح مخفی آمده ست ** جسم همچون آستین جان همچو دست‏
  • Cisim zahiridir, ruhsa gizli. Cisim yen gibidir, ruh el gibi.
  • باز عقل از روح مخفی‏تر بود ** حس سوی روح زوتر ره برد
  • Akılsa ruhtan daha gizlidir. Duygu, ruhu çabucak anmalı.
  • جنبشی بینی بدانی زنده است ** این ندانی که ز عقل آگنده است‏ 3255
  • Meselâ bir hareket gördün mü anlarsın ki o hareket eden diridir. Fakat akıllı mı acaba? Bunu bilemezsin.
  • تا که جنبشهای موزون سر کند ** جنبش مس را به دانش زر کند
  • Mevzun hareketlere başlar, bakırın kimya ile altın oluşu gibi o da hareketlerini bilgisiyle tanzim ederse,
  • ز آن مناسب آمدن افعال دست ** فهم آید مر ترا که عقل هست‏
  • Ele benzeyen ruhun o münasebetli, o muntazam hareketlerinden anlarsın ki aklı vardır.
  • روح وحی از عقل پنهان‏تر بود ** ز انکه او غیب است او ز ان سر بود
  • Vahiy kabul eden ruhsa akıldan da gizlidir. Çünkü o gayptır, gayp âlemindendir.
  • عقل احمد از کسی پنهان نشد ** روح وحیش مدرک هر جان نشد
  • Ahmed’in aklı kimseden gizli değildir, herkes onun akıl ve kemal sahibi olduğunu bilirdi. Fakat vahiy ruhunu her can anlayamadı.
  • روح وحیی را مناسبهاست نیز ** در نیابد عقل کان آمد عزیز 3260
  • Vahiy ruhuna münasip şeyler de var, fakat onları akıl anlayamaz. Çünkü o ruh pek yücedir.
  • گه جنون بیند گهی حیران شود ** ز انکه موقوف است تا او آن شود
  • Akıl, o ruhun işlerine gâh delilik diye bakar, gâh şaşkınlık diye. Çünkü onu anlamak, o olmaya bağlıdır.