English    Türkçe    فارسی   

2
3682-3691

  • آن یکی دیگر عرب بد گفت لا ** من عنب خواهم نه انگور ای دغا
  • Öbürü Arap’tı, Lâ dedi, Ben “İnep” isterim herif, engûr istemem.”
  • آن یکی ترکی بدو گفت ای گزم ** من نمی‏خواهم عنب خواهم ازم‏
  • Üçüncü Türk’tü, “Bu para benim “ dedi, “Ben inep istemem, üzüm isterim.”
  • آن یکی رومی بگفت این قیل را ** ترک کن خواهیم استافیل را
  • Dördüncüde Rum’du, dedi ki: “Bırak bu lâfları, biz İstafil isteriz.”
  • در تنازع آن نفر جنگی شدند ** که ز سر نامها غافل بدند 3685
  • Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler.
  • مشت بر هم می‏زدند از ابلهی ** پر بدند از جهل و از دانش تهی‏
  • Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar.
  • صاحب سری عزیزی صد زبان ** گر بدی آن جا بدادی صلح‏شان‏
  • Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı.
  • پس بگفتی او که من زین یک درم ** آرزوی جمله‏تان را می‏خرم‏
  • Onlara “Ben bu bir dirhemle hepinizin isteğini yerine getiririm.
  • چون که بسپارید دل را بی‏دغل ** این درمتان می‏کند چندین عمل‏
  • Gönlünüzü gıllügışsız bana teslim edin. Bu bir dirheminiz, sizin istediğiniz şeylerin hepsini yapar.
  • یک درمتان می‏شود چار المراد ** چار دشمن می‏شود یک ز اتحاد 3690
  • Bir dirheminiz dört muradı da yerine getirir, dört düşman da uzlaşır, birliğe ulaşır, bir olur.
  • گفت هر یک تان دهد جنگ و فراق ** گفت من آرد شما را اتفاق‏
  • Sizin sözleriniz savaşa, nifaka sebep olur. Fakat benim sözüm, sizleri birleştirir.