English    Türkçe    فارسی   

2
3739-3748

  • صد هزاران مرغ پرهاشان شکست ** و آن کمین گاه عوارض را نبست‏
  • Yüz binlerce kuşun kanadı kırıldı da yine o ârızalı yerlerdeki tuzakları gidermedi.
  • حال ایشان از نبی خوان ای حریص ** نقبوا فیها ببین هل من محیص‏ 3740
  • Kuran’da onların ahvalini oku haris adam: “Bütün şehirlerde gezip dolaştılar, her tarafı elde ettiler.” Bak hele “Bir kurtuluş var mı?”
  • از نزاع ترک و رومی و عرب ** حل نشد اشکال انگور و عنب‏
  • Türk, Rum ve Arabın kavgasından engûr ve inep şüphelerine düşmekten başka bir şey çıkmaz.
  • تا سلیمان لسین معنوی ** در نیاید بر نخیزد این دوی‏
  • Manevi dilleri bilen Süleyman gelmedikçe bu ikilik kalkmaz.
  • جمله مرغان منازع بازوار ** بشنوید این طبل باز شهریار
  • Kavgacı kuşlar, hepiniz doğan gibi şehriyarın şu davulunu duyun!
  • ز اختلاف خویش سوی اتحاد ** هین ز هر جانب روان گردید شاد
  • Aranızdaki ihtilâfı bırakın da ruhunuzu her yandan şâdedin.
  • حیث ما کنتم فولوا وجهکم ** نحوه هذا الذی لم ینهکم‏ 3745
  • Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün. O Süleyman, sizi kendine teveccühten men etmedi ki.
  • کور مرغانیم و بس ناساختیم ** کان سلیمان را دمی نشناختیم‏
  • Fakat kör kuşlarız, terbiyeden hayli uzağız. O Süleyman’ı bir an bile tanımadık gitti!
  • همچو جغدان دشمن بازان شدیم ** لاجرم وامانده‏ی ویران شدیم‏
  • Baykuşlar gibi doğanlara düşmanız, hulâsa viranelerde kalmışız.
  • می‏کنیم از غایت جهل و عما ** قصد آزار عزیزان خدا
  • Bilgisizliğimiz, körlüğümüz son derecede. Bu yüzden de Allah azizlerini incitmeye kastediyoruz.