English    Türkçe    فارسی   

2
446-455

  • گفت زاهد از دو بیرون نیست حال ** چشم بیند یا نبیند آن جمال‏
  • Zahit dedi ki: “İş iki halden dışarı olamaz. Göz, ya yüzü görür, ya görmez.
  • گر ببیند نور حق خود چه غم است ** در وصال حق دو دیده چه کم است‏
  • Eğer Allah nurunu görürse ne gam? Allah visaline erişmek için iki gözden olmak pek değersiz bir şey!
  • ور نخواهد دید حق را گو برو ** این چنین چشم شقی گو کور شو
  • Yok, eğer Allah nurunu, Allah ziyasını görmeyecekse böyle kötü gözün kör olması daha iyi!”
  • غم مخور از دیده کان عیسی تراست ** چپ مرو تا بخشدت دو چشم راست‏
  • Gözden dolayı gam yeme ki İsa, senindir. Eğri yürüme de sana iki doğru göz bağışlasın.
  • عیسی روح تو با تو حاضر است ** نصرت از وی خواه کاو خوش ناصر است‏ 450
  • Ruhunun İsa’sı senin yanındadır, ondan yardım dile. Çünkü o, yardım etti mi adamakıllı eder.
  • لیک بیگار تن پر استخوان ** بر دل عیسی منه تو هر زمان‏
  • Fakat ey temiz can, kemiklerle dolu olan tenle İsa’nın gönlüne saldırma, onun gönlünü çiğneme!
  • همچو آن ابله که اندر داستان ** ذکر او کردیم بهر راستان‏
  • Doğru kişilere anlattığımız hikâyedeki ahmağa benzeme.
  • زندگی تن مجو از عیسی‏ات ** کام فرعونی مخواه از موسی‏ات‏
  • İsa’ndan ten diriliği arama, Musa’dan Firavunluk muradı dileme!
  • بر دل خود کم نه اندیشه‏ی معاش ** عیش کم ناید تو بر درگاه باش‏
  • Gönlüne geçim kaygısını az koy, sen kapıda oldukça rızkın azalmaz.
  • این بدن خرگاه آمد روح را ** یا مثال کشتیی مر نوح را 455
  • Bu beden, ruha bir otağdır. Yahut da Nuh’un gemisine benzer.