English    Türkçe    فارسی   

3
1315-1324

  • گفت من کی پند تو بشنوده‌ام ** که طمع کردی که من زین دوده‌ام 1315
  • Ben ne vakit senin öğüdünü dinledim ki benim de sana uyanlardan olmama tamah ettin,
  • خوش نیامد گفت تو هرگز مرا ** من بری‌ام از تو در هر دو سرا
  • Senin sözün bana hiç hoş gelmedi ki… Ben, iki âlemde de senden uzağım “ dedi.
  • هین مکن بابا که روز ناز نیست ** مر خدا را خویش وانباز نیست
  • Nuh, “Yapma yavrum, bugün, naz günü değildir… Allah’ın ne eşi var, ne benzeri!
  • تا کنون کردی واین دم نازکیست ** اندرین درگاه گیرا ناز کیست
  • Şimdiye kadar inat etmedin ama bu zaman, nazik bir zaman. Bu kapıda kimin nazı geçer ki?
  • لم یلد لم یولدست او از قدم ** نه پدر دارد نه فرزند و نه عم
  • O, ezelde “Doğmadı da, doğurmaz da” hakikatine mahzardır. Allah’ın ne babası var, ne oğlu, ne amcası!
  • ناز فرزندان کجا خواهد کشید ** ناز بابایان کجا خواهد شنید 1320
  • Oğulların nazını nerden çekecek, babaların niyazını nerden duyacak?
  • نیستم مولود پیراکم بناز ** نیستم والد جوانا کم گراز
  • “Ey ihtiyar, ben doğmadım, bana az nazlan… Ey genç, ben baba değilim, öyle pek salınma!
  • نیستم شوهر نیم من شهوتی ** ناز را بگذار اینجا ای ستی
  • Ben koca değilim, şehvetim de yok… Hanım nazı bırak.
  • جز خضوع و بندگی و اضطرار ** اندرین حضرت ندارد اعتبار
  • Bu hususta kulluktan, ihtiyaçtan, zaruretten başka hiçbir şeyin itibarı yok” demekte,
  • گفت بابا سالها این گفته‌ای ** باز می‌گویی بجهل آشفته‌ای
  • Dedi ama Kenan: “Baba, yıllardır bu sözleri söylemektesin, yine de söylüyorum… Cahil misin ne?