English    Türkçe    فارسی   

3
1693-1702

  • ای بسا مرغی پریده دانه‌جو ** که بریده حلق او هم حلق او
  • Nice kuş vardır ki uçup tane arar… Boğazı, boğazının kesilmesine sebep olur.
  • ای بسا مرغی ز معده وز مغص ** بر کنار بام محبوس قفص
  • Nice kuş vardır ki açlık ve midesi yüzünden dam kenarında, kafes içinde mahpustur.
  • ای بسا ماهی در آب دوردست ** گشته از حرص گلو ماخوذ شست 1695
  • Nice balık vardır ki su içinde her şeyden eminken boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur.
  • ای بسا مستور در پرده بده ** شومی فرج و گلو رسوا شده
  • Nice namuslu, örtülü kadın vardır ki ferciyle boğazının şomluğundan rüsvay olmuştur.
  • ای بسا قاضی حبر نیک‌خو ** از گلو و رشوتی او زردرو
  • Nice bilgili ve iyi huylu kadı vardır ki boğazının yüzünden rüşvet almış, utanıp yüzü sararmıştır.
  • بلک در هاروت و ماروت آن شراب ** از عروج چرخشان شد سد باب
  • Hattâ Harut’la Marut bile o şarabı tatmışlardır da o şarap, onların göğe çıkmalarına mâni olmuştur.
  • با یزید از بهر این کرد احتراز ** دید در خود کاهلی اندر نماز
  • Bayezid, bu yüzden çekindi, işte. Kendisinde namaz kılma hususunda bir tembellik gördü.
  • از سبب اندیشه کرد آن ذو لباب ** دید علت خوردن بسیار از آب 1700
  • O çok akıllı şeyh, sebebini düşündü, fazla su içmesinde buldu.
  • گفت تا سالی نخواهم خورد آب ** آنچنان کرد و خدایش داد تاب
  • “Tam bir yıl su içmeyeceğim” dedi. Dediğini de yaptı, Allah sabır ve tahammülünü verdi.
  • این کمینه جهد او بد بهر دین ** گشت او سلطان و قطب العارفین
  • Onun bu pek ehemmiyetsiz mücahedesi, din içindi, bu yüzden de sultan oldu, arifler kutbu oldu.