English    Türkçe    فارسی   

3
2050-2059

  • آن قیام و آن رکوع و آن سجود ** از درختان بس شگفتم می‌نمود 2050
  • Onların kıyamı rükû etmeleri, secdeye varmaları beni büsbütün şaşırttı.
  • یاد کردم قول حق را آن زمان ** گفت النجم و شجر را یسجدان
  • O anda Allah’ın “Yıldız ve ağaç, Allah’a secde eder” sözünü hatırladım.
  • این درختان را نه زانو نه میان ** این چه ترتیب نمازست آنچنان
  • Bu ağaçların ne dizleri vardı, ne belleri! Nasıl rükûa, secdeye varıyorlar, bu ne biçim namaz? derken,
  • آمد الهام خدا کای با فروز ** می عجب داری ز کار ما هنوز
  • Allah’tan ilham geldi: A nurlu, pirli kişi, hâlâ bizim işimize şaşıyor musun? Bizce bu işler, şaşılacak işler değil ki!
  • هفت مرد شدن آن هفت درخت
  • Yedi ağacın yedi adam olması
  • بعد دیری گشت آنها هفت مرد ** جمله در قعده پی یزدان فرد
  • Bir müddet sonra ağaçlar, yedi tane adam oldu. Hepsi de tek Allah’ın huzurunda ka’dedeydi.
  • چشم می‌مالم که آن هفت ارسلان ** تا کیانند و چه دارند از جهان 2055
  • Gözlerini ovuşturup bu yedi aslan kimlerdir, âlemde ne işleri var ki, diye bakmaktaydım.
  • چون به نزدیکی رسیدم من ز راه ** کردم ایشان را سلام از انتباه
  • Yanlarına yaklaşıp onlara uyanık bir gönülle selâm verdim.
  • قوم گفتندم جواب آن سلام ** ای دقوقی مفخر و تاج کرام
  • Selâmımı alıp “Ey Dekukî, ey uluların tacı, büyüklerin övündüğü zat” dediler.
  • گفتم آخر چون مرا بشناختند ** پیش ازین بر من نظر ننداختند
  • Kendi kendime beni nasıl tanıdılar? Bundan önce beni görmemişlerdi dedim.
  • از ضمیر من بدانستند زود ** یکدگر را بنگریدند از فرود
  • Hatırımdan geçeni hemencecik anlayıp birbirlerine baktılar.