English    Türkçe    فارسی   

3
2494-2503

  • ما همه کوران اصلی بوده‌ایم ** از تو ما صد گون عجایب دیده‌ایم
  • “Biz doğuştan körmüşüz, senden yüzlerce şaşılacak şey gördük.
  • سنگ با تو در سخن آمد شهیر ** کز برای غزو طالوتم بگیر 2495
  • Taş, Talût’la beraber savaşa giderken sana söyledi, beni al dedi.
  • تو به سه سنگ و فلاخن آمدی ** صد هزاران مرد را بر هم زدی
  • Sen elinde bir sapan, üç tane de taş olduğu halde geldin, yüz binlerce adamı birbirine kattın, kırdın, geçirdin.
  • سنگهایت صدهزاران پاره شد ** هر یکی هر خصم را خون‌خواره شد
  • Taşların yüz binlerce parçaya ayrıldı, her parçası bir düşmanın kanını içti.
  • آهن اندر دست تو چون موم شد ** چون زره‌سازی ترا معلوم شد
  • Demir, elinde mum gibi yumuşadı, onunla zırh yaptın, bu da âleme yayıldı, herkes bildi.
  • کوهها با تو رسایل شد شکور ** با تو می‌خوانند چون مقری زبور
  • Dağlar sana şükredici risaleler oldu, seninle berber adam gibi Zebur okudular!
  • صد هزاران چشم دل بگشاده شد ** از دم تو غیب را آماده شد 2500
  • Senin sözünle yüz binlerce kişinin can gözü açıldı, gayb âlemine hazırlandı.
  • و آن قوی‌تر زان همه کین دایمست ** زندگی بخشی که سرمد قایمست
  • Fakat onların hepsinden kuvvetli mucizen bu: Sen, insana hayat bağışlamaktasın, bu bağışlaman daimî,
  • جان جمله‌ی معجزات اینست خود ** کو ببخشد مرده را جان ابد
  • Zaten bütün mucizelerin canı da bu… Ölüye ebedî hayat bağışlamak!” demekteydi.
  • کشته شد ظالم جهانی زنده شد ** هر یکی از نو خدا را بنده شد
  • Zalim öldürüldü, bütün bir dünya dirildi. Halkın hepsi de yeni baştan Allah’a kul oldu.
  • بیان آنک نفس آدمی بجای آن خونیست کی مدعی گاو گشته بود و آن گاو کشنده عقلست و داود حقست یا شیخ کی نایب حق است کی بقوت و یاری او تواند ظالم را کشتن و توانگر شدن به روزی بی‌کسب و بی‌حساب
  • İnsanın nefsi, öküzü öldüren davacıya benzer, öldüren de akıldır. Davud, Tantı yahut Allah vekili olan şeyhtir. Zalim, onun yardımıyla öldürülebilir. Çalışıp kazanamadan hesapsız rızık, onun himmetiyle elde edilebilir… İnsan, onun sayesinde devlete erişir, zenginleşir