English    Türkçe    فارسی   

3
2555-2564

  • مصحف و سالوس او باور مکن ** خویش با او هم‌سر و هم‌سر مکن 2555
  • Onun mushafına, onun riyasına kanma… Kendini onunla sırdaş, haldaş yapma!
  • سوی حوضت آورد بهر وضو ** واندر اندازد ترا در قعر او
  • Seni aptes al diye havuzun kenarına getirir de havuza, suyun ta dibine atıverir!
  • عقل نورانی و نیکو طالبست ** نفس ظلمانی برو چون غالبست
  • Akıl, nuranî ve iyi bir hak ve hakikat arayıcısıyken neden zulmanî nefis ona galip oluyor.
  • زانک او در خانه عقل تو غریب ** بر در خود سگ بود شیر مهیب
  • Neden mi? Nefis, kendi evinde, kendi yurdunda… Akılsa garip! Köpek bile kapısında korkunç bir aslan kesilir!
  • باش تا شیران سوی بیشه روند ** وین سگان کور آنجا بگروند
  • Hele sabret, aslanlar ormana gitsinler. Bu kör köpekler, o vakit onlara inanırlar.
  • مکر نفس و تن نداند عام شهر ** او نگردد جز بوحی القلب قهر 2560
  • Şehirli, nefsin hilesini, tenin düzenini ne bilsin? O ancak kalbe gelen vahiyle kahredilebilir.
  • هر که جنس اوست یار او شود ** جز مگر داود کان شیخت بود
  • Kim onun cinsiyse ona dost olur. Ancak şeyhin olan Davut müstesna!
  • کو مبدل گشت و جنس تن نماند ** هر که را حق در مقام دل نشاند
  • Çünkü o varlığını tebdil etmiştir. Allah, kimi gönül makamına vasıl ederse o kişide ten cinsiyeti kalmaz.
  • خلق جمله علتی‌اند از کمین ** یار علت می‌شود علت یقین
  • Halk, umumiyetle bu cihan içinde illetlidir. İllet, şüphe yok ki illete dosttur.
  • هر خسی دعوی داودی کند ** هر که بی تمییز کف در وی زند
  • Her aşağılık kişi Davutluk dâvasına kalkışır. Anlamayan kişiler de ona yapışır.