English    Türkçe    فارسی   

3
2578-2587

  • گفت آری گفت آن شه نیستی ** که فسون غیب را ماویستی
  • İsa “Evet, benim” dedi. Adam “gayb afsunlarına me’va olan.
  • چون بخوانی آن فسون بر مرده‌ای ** برجهد چون شیر صید آورده‌ای
  • O afsunu ölüye okuyunca ölüyü, av bulmuş aslan gibi sıçrayıp dirilten padişah sen değil misin!” dedi.
  • گفت آری آن منم گفتا که تو ** نه ز گل مرغان کنی ای خوب‌رو 2580
  • İsa “Benim” dedi. Adam dedi ki: “A güzel yüzlü, topraktan kuşlar yapan sen değil misin?!”
  • گفت آری گفت پس ای روح پاک ** هرچه خواهی می‌کنی از کیست باک
  • İsa. “Evet benim” dedi. Adam “Peki, öyleyse ey tertemiz ruh, dilediğini yaparken kimden korkuyorsun?
  • با چنین برهان که باشد در جهان ** که نباشد مر ترا از بندگان
  • Âlemde bu kadar mucizelerin varken senin kullarından olmayan kim?”
  • گفت عیسی که به ذات پاک حق ** مبدع تن خالق جان در سبق
  • İsa dedi ki: “Teni eşsiz örneksiz yaratan, canı ezelden halk eden Allah’ın tertemiz zatına ant olsun…
  • حرمت ذات و صفات پاک او ** که بود گردون گریبان‌چاک او
  • Onun pak zatiyle sıfatları hakkı için… Felek bile yenini, yakasını yırtmış, ona âşık olmuştur.
  • کان فسون و اسم اعظم را که من ** بر کر و بر کور خواندم شد حسن 2585
  • O afsunu, o İsm-i Âzam’ı köre okudum, gözleri açıldı; sağıra okudum, kulakları duydu.
  • بر که سنگین بخواندم شد شکاف ** خرقه را بدرید بر خود تا بناف
  • Taş gibi dağa okudum, yarıldı göbeğine kadar hırkasını yırttı!
  • برتن مرده بخواندم گشت حی ** بر سر لاشی بخواندم گشت شی
  • Ölüye okudum dirildi. Hiçbir şey olmayan, vücudu bulunmayan şeye okudum, meydana geldi, bir şey oldu!