English    Türkçe    فارسی   

3
3136-3145

  • گر سیاهی بر شتر مشک آورد ** سوی میر خود به زودی می‌برد
  • Orada zenci bir köle kırbayla beyine su götürüyor.
  • آن شتربان سیه را با شتر ** سوی من آرید با فرمان مر
  • O zenci deveciyi devesiyle beraber ister istemez tutup bana getirin “ dedi.
  • سوی کثبان آمدند آن طالبان ** بعد یکساعت بدیدند آنچنان
  • Birkaç kişi, kalkıp kum tepesine doğru koştular. Bir müddet sonra hakikaten dediği gibi,
  • بنده‌ای می‌شد سیه با اشتری ** راویه پر آب چون هدیه‌بری
  • Zenci bir kul gördüler, kırbasını doldurmuş, devesine binmiş, beyine su götürüyordu.
  • پس بدو گفتند می‌خواند ترا ** این طرف فخر البشر خیر الوری 3140
  • Zenciye “Şu tarafta insanların iftihar edecekleri zat, Kâinatın hayırlısı olan Peygamber seni çağırıyor“ dediler.
  • گفت من نشناسم او را کیست او ** گفت او آن ماه‌روی قندخو
  • Adam, “Ben onu tanımıyorum, o da kim?” dedi. “Ay yüzlü, şeker huylu Muhammed “ dediler,
  • نوعها تعریف کردندش که هست ** گفت مانا او مگر آن شاعرست
  • Nasılsa öylece anlattılar, öylece övdüler. Zenci, “O galiba bir şair olacak.
  • که گروهی را زبون کرد او بسحر ** من نیایم جانب او نیم شبر
  • Bir kısmı halkı sihirle zebun etmiş… Ona yarım arşın bile yaklaşmam ben “ dedi.
  • کش‌کشانش آوریدند آن طرف ** او فغان برداشت در تشنیع و تف
  • Nihayet herifi yakalayıp zorla, çeke çeke o tarafa sürüklemeye başladılar. Zenci, bağırıp çağırıyor, sövüp sayıyordu!
  • چون کشیدندش به پیش آن عزیز ** گفت نوشید آب و بردارید نیز 3145
  • Zenciyi Azizin yanına getirdikleri zaman Peygamber, “Su için, mataralarınızı, kırbalarınızı da doldurun” dedi.