English    Türkçe    فارسی   

3
3148-3157

  • این کسی دیدست کز یک راویه ** سرد گردد سوز چندان هاویه
  • Bunu kim görmüştür? Bir tek kırbadan bunca cehennemin harareti sönsün?
  • این کسی دیدست کز یک مشک آب ** گشت چندین مشک پر بی اضطراب
  • Kim görmüştür bunu? Su dolu bir tek kırbadan bunca kırba ağzına kadar dolsun!
  • مشک خود روپوش بود و موج فضل ** می‌رسید از امر او از بحر اصل 3150
  • Kölenin kırbası zaten vesileden, hakikati örten bir sebepten ibaretti. Peygamberin emriyle ihsan dalgaları, aslî denizden coşup köpürmekte, kopup gelmekteydi!
  • آب از جوشش همی‌گردد هوا ** و آن هوا گردد ز سردی آبها
  • Su kaynayınca buhar haline gelir, havaya çıkar… havadaki buhar da soğuyunca su olur, öyle mi ?
  • بلک بی علت و بیرون زین حکم ** آب رویانید تکوین از عدم
  • Doğrusu şu: yaradılış bu hükümlerden hariç olarak sebepsiz, illetsiz yokluktan sular coşturmada.
  • تو ز طفلی چون سببها دیده‌ای ** در سبب از جهل بر چفسیده‌ای
  • Sen çocukluğundan sebepleri görüyor, bilgisizliğinden sebeplere yapışıyorsun.
  • با سببها از مسبب غافلی ** سوی این روپوشها زان مایلی
  • Sebepleri görüyor da müsebbipten gaflet ediyorsun. Bu hakikati örten, müsebbibin yüzünü gizleyen sebeplere ondan meyletmektesin sen.
  • چون سببها رفت بر سر می‌زنی ** ربنا و ربناها می‌کنی 3155
  • Sebepler gitti mi başına vurmağa başlar, aman Yarabbi demeye koyulursun.
  • رب می‌گوید برو سوی سبب ** چون ز صنعم یاد کردی ای عجب
  • Tanrı da sana “Hadi, yürü, sebebe git… Ne acayip şey, sen, beni, yarattığım sebepler için andın ha!” der.
  • گفت زین پس من ترا بینم همه ** ننگرم سوی سبب و آن دمدمه
  • O vakit kul “Bundan böyle hep seni göreceğim, sebebe, o lâftan ibaret saçma şeye bakmayacağım artık “ der ama