English    Türkçe    فارسی   

3
3902-3911

  • مردم از حیوانی و آدم شدم ** پس چه ترسم کی ز مردن کم شدم
  • Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım?
  • حمله‌ی دیگر بمیرم از بشر ** تا بر آرم از ملایک پر و سر
  • Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler âlemine geçip kol kanat açayım.
  • وز ملک هم بایدم جستن ز جو ** کل شیء هالک الا وجهه
  • Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek, “Her, şey fanidir, helâk olur… ancak onun hakikati bakidir.”
  • بار دیگر از ملک قربان شوم ** آنچ اندر وهم ناید آن شوم 3905
  • Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu? İşte o olurum.
  • پس عدم گردم عدم چون ارغنون ** گویدم که انا الیه راجعون
  • Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganun gibi “ Biz, mutlaka geri dönenleriz, ona ulaşanlarız” derim…
  • مرگ دان آنک اتفاق امتست ** کاب حیوانی نهان در ظلمتست
  • Ümmet, bunda ittifak etmiştir. Karanlıklarda gizli olan Âbıhayat yok mu? Ölümdür o.
  • همچو نیلوفر برو زین طرف جو ** همچو مستسقی حریص و مرگ‌جو
  • Nilüfer gibi ırmağın bu tarafında bit… Susama hastalığına uğrayan adam gibi haris ol, ölümü ara!
  • مرگ او آبست و او جویای آب ** می‌خورد والله اعلم بالصواب
  • Susama hastalığına uğrayanın ölümü sudur da yine su arar, su içer durur. Allah, doğrusunu daha iyi bilir.
  • ای فسرده عاشق ننگین نمد ** کو ز بیم جان ز جانان می‌رمد 3910
  • Ey ayıp ve ar hırkasını giyinen donmuş, üşümüş âşık sen can korkusuyla candan kaçıyorsun.
  • سوی تیغ عشقش ای ننگ زنان ** صد هزاران جان نگر دستک‌زنان
  • Ey karılara bile ayıp ve ar olan kişi, hele bak… onun aşk kılıcının önünde yüz binlerce can, elceğizlerini çırparak ölüme müştak!