English    Türkçe    فارسی   

3
4056-4065

  • یکنفس حمله کند چون سوسمار ** پس بسوراخی گریزد در فرار
  • Bir an kertenkele gibi saldırır… Derken hemencecik bir deliğe kaçıverir.
  • در دل او سوراخها دارد کنون ** سر ز هر سوراخ می‌آرد برون
  • Gönlün de nice delikler var. Her delikten baş çıkarıp durmada!
  • نام پنهان گشتن دیو از نفوس ** واندر آن سوراخ رفتن شد خنوس
  • Şeytanın insanlardan gizlenmesine, bir deliğe girip saklanmasına “Hunus” derler.
  • که خنوسش چون خنوس قنفذست ** چون سر قنفذ ورا آمد شذست
  • Onun gizlenmesi de kirpinin büzülüp gizlenmesine benzer. Kirpi büzülür de kafasını çıkarır, tekrar gizler ya… o da öyle işte.
  • که خدا آن دیو را خناس خواند ** کو سر آن خارپشتک را بماند 4060
  • Allah, Şeytan’a “Hannâs” dedi. Şeytan, kirpinin kafasına benzer.
  • می نهان گردد سر آن خارپشت ** دم‌بدم از بیم صیاد درشت
  • Kirpi, kötü avcıdan ürker de büzülür, başını gizler.
  • تا چو فرصت یافت سر آرد برون ** زین چنین مکری شود مارش زبون
  • Fırsatını bulunca başını çıkarır… Bu hileyle yılanı bile zebun eder.
  • گرنه نفس از اندرون راهت زدی ** ره‌زنان را بر تو دستی کی بدی
  • Nefis senin iç âleminde yolunu kesmeseydi bu yol kesiciler, sana el atabilirler miydi?
  • زان عوان مقتضی که شهوتست ** دل اسیر حرص و آز و آفتست
  • Seni kötü şeylere sevk eden şehvetten, o gizli memur yüzünden gönül, hırsa tamaha, afete esir olmuştur.
  • زان عوان سر شدی دزد و تباه ** تا عوانان را به قهر تست راه 4065
  • O gizli memur yüzünden hırsız oldun, kendini berbat ettin de nihayet bu görünen memurlar, seni kahretmek için yol buldular.