English    Türkçe    فارسی   

3
4065-4074

  • زان عوان سر شدی دزد و تباه ** تا عوانان را به قهر تست راه 4065
  • O gizli memur yüzünden hırsız oldun, kendini berbat ettin de nihayet bu görünen memurlar, seni kahretmek için yol buldular.
  • در خبر بشنو تو این پند نکو ** بیم جنبیکم لکم اعدی عدو
  • Hadisteki şu güzel öğüdü duy; Düşmanlarınızın en kuvvetlisi, içinizdedir!
  • طمطراق این عدو مشنو گریز ** کو چو ابلیسست در لج و ستیز
  • Bu düşmanın palavrasını dinleme kaç ondan… Çünkü o da inatta İblis’e benzer.
  • بر تو او از بهر دنیا و نبرد ** آن عذاب سرمدی را سهل کرد
  • Dünya sevgisi, dünya geçimine savaşma yüzünden sana o ebedî azabı ehemmiyetsiz gösterir.
  • چه عجب گر مرگ را آسان کند ** او ز سحر خویش صد چندان کند
  • Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse bunda şaşılacak ne var ki? O, sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar!
  • سحر کاهی را به صنعت که کند ** باز کوهی را چو کاهی می‌تند 4070
  • Sihir, bazen sanatla samanı dağ gösterir, bazen dağı saman!
  • زشتها را نغز گرداند به فن ** نغزها را زشت گرداند به ظن
  • Gözbağcılıkla çirkinleri güzelleştirir, güzelleri, çirkin bir şekle sokar.
  • کار سحر اینست کو دم می‌زند ** هر نفس قلب حقایق می‌کند
  • Sihrin hali budur; afsunlar, üfürür, her an hakikatleri başka bir şekle çevirir.
  • آدمی را خر نماید ساعتی ** آدمی سازد خری را وآیتی
  • Bir an gelir, insanı eşek gösterir… Bir an gelir eşeği şaşılacak bir adam şekline bürür!
  • این چنین ساحر درون تست و سر ** ان فی الوسواس سحرا مستتر
  • İşte senin içinde böyle bir sihirbaz gizlidir. Vesveselerde daimî bir sihir kudreti vardır!