English    Türkçe    فارسی   

4
1436-1445

  • بدگهر را علم و فن آموختن ** دادن تیغی به دست راه‌زن
  • Kötü yaradılışlı kişiye ilim ve fen öğretmek, yol kesen eşkıyanın eline kılıç vermeye benzer!
  • تیغ دادن در کف زنگی مست ** به که آید علم ناکس را به دست
  • Sarhoş zencinin eline kılıç vermek, adam olmayana bilgi belletmekten yeğdir.
  • علم و مال و منصب و جاه و قران ** فتنه آمد در کف بدگوهران
  • Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü yaradılışlı kişilerin elinde fitnedir.
  • پس غزا زین فرض شد بر مومنان ** تا ستانند از کف مجنون سنان
  • Savaş delilerin ellerindeki kılıçları alsınlar diye müminlere farz olmuştur.
  • جان او مجنون تنش شمشیر او ** واستان شمشیر را زان زشت‌خو 1440
  • Onun canı delidir, teni de elindeki kılıçtır... o çirkin huylunun elindeki kılıcı al!
  • آنچ منصب می‌کند با جاهلان ** از فضیحت کی کند صد ارسلان
  • Bilgisizlere, geçtikleri mevkiin yaptığı fenalığı, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz!
  • عیب او مخفیست چون آلت بیافت ** مارش از سوراخ بر صحرا شتافت
  • Çünkü ayıbı gizliyken meydan bulur da yılanı, delikten çıkar, sahralara uğrar!
  • جمله صحرا مار و کزدم پر شود ** چونک جاهل شاه حکم مر شود
  • Cahil kötü hükümler yürüten bir padişah oldu mu bütün ova yılanla, akreple dolar!
  • مال و منصب ناکسی که آرد به دست ** طالب رسوایی خویش او شدست
  • Adam olmayanın eline bir mal ve mevki geçti mi, herkesten önce kendi rezilliğini dileyen kendisidir.
  • یا کند بخل و عطاها کم دهد ** یا سخا آرد بنا موضع نهد 1445
  • Çünkü o ya hasisliğe kalkışır, az verir... Yahut cömertliğe girişir, yersiz ihsanlarda bulunur!