English    Türkçe    فارسی   

4
1524-1533

  • یقظه آمد نوم حیوانی نماند ** انعکاس حس خود از لوح خواند
  • Fakat uyanıklık gelmedi de hayvani uyku kalmadı mı duygusunun aksi ve aykırı olduğunu levhten okur anlar!
  • هم‌چو حس آنک خواب او را ربود ** چون شد او بیدار عکسیت نمود 1525
  • Uykuya dalan kişinin uyandığı zaman, rüyada gördüklerinin aksini görmesi gibi!
  • لاجرم اسفل بود از سافلین ** ترک او کن لا احب الافلین
  • Hülâsa o aşağılık kişi, aşağılık âlemdendir... Onu bırak, “Ben batanları sevmem, de!”
  • در تفسیر این آیت کی و اما الذین فی قلوبهم مرض فزادتهم رجسا و قوله یضل به کثیرا و یهدی به کثیرا
  • Kalplerinde hastalık olanlara gelince: Kur’an, onların gönüllerindeki pisliği arttırır ve "Allah, Kur’an’daki misallerle çoğunu azdırır, çoğunu da doğru yola götürür" ayetlerinin tefsiri
  • زانک استعداد تبدیل و نبرد ** بودش از پستی و آن را فوت کرد
  • Çünkü hayvani ruha sahip olan kişinin, huylarını değiştirmeye, nefsiyle savaşa girişmeye, aşağılıktan kurtulmaya istidadı vardı ama o istidadı fevt etti!
  • باز حیوان را چو استعداد نیست ** عذر او اندر بهیمی روشنیست
  • Hâlbuki hayvanda istidat yoktur... Hayvanlıktaki özrü apaçıktır!
  • زو چو استعداد شد کان رهبرست ** هر غذایی کو خورد مغز خرست
  • İnsandan yol gösteren bu istidat gitti mi ne yerse yesin eşek beynidir!
  • گر بلادر خورد او افیون شود ** سکته و بی‌عقلیش افزون شود 1530
  • Aklı arttıran bir ilâç olan belâdür yese afyon kesilir... Kalp illeti ve akılsızlığı artar!
  • ماند یک قسم دگر اندر جهاد ** نیم حیوان نیم حی با رشاد
  • İnsanların bir bölüğüyse savaştadır. Yarı hayvan, doğru yolu bulma bakımından yarı insandır!
  • روز و شب در جنگ و اندر کش‌مکش ** کرده چالیش آخرش با اولش
  • Gece gündüz savaşta, çekiştedir bunlar... Sonu yani insanlığı, önüyle yani hayvanlığıyla savaşır durur.
  • چالیش عقل با نفس هم چون تنازع مجنون با ناقه میل مجنون سوی حره میل ناقه واپس سوی کره چنانک گفت مجنون هوا ناقتی خلفی و قدامی الهوی و انی و ایاها لمختلفان
  • Aklın nefisle savaşı Mecnun’un devesiyle savaşına benzer. Mecnun’un sevdası Leylâ’dır, devenin sevdası yavrusuna. Nitekim Mecnun da “Devemin sevdası ardındakinedir, benim sevdam önümdekine. İkimiz de sevdalıyız ama sevdalarımız aykırı!" demiştir.
  • هم‌چو مجنون‌اند و چون ناقه‌ش یقین ** می‌کشد آن پیش و این واپس به کین
  • Bu, Mecnun’la devesine benzer... O, ileriye gitmeye savaşır, bu geriye gitmeye!