English    Türkçe    فارسی   

4
1752-1761

  • صد کراهت در درون تو چو خار ** کی بود انده نشان ابتشار
  • İçinde diken gibi yüzlerce pislik var... Hiç keder, muştulanma nişanesi olur mu?
  • کو نشان عشق و ایثار و رضا ** گر درستست آنچ گفتی ما مضی
  • Söylediğin o geçmiş şeyler doğruysa nerede aşk, bağışlama ve razı olma nişanesi?
  • خود گرفتم مال گم شد میل کو ** سیل اگر بگذشت جای سیل کو
  • Hadi tutalım mal kayboldu gitti, meyil nerede? Sel geçip gittiyse geçtiği yer hani?
  • چشم تو گر بد سیاه و جان‌فزا ** گر نماند او جان‌فزا ازرق چرا 1755
  • Gözün evvelce cana canlar katan siyah bir göz idiyse hadi diyelim o güzellik geçti... Fakat neden şimdi gözün gök?
  • کو نشان پاک‌بازی ای ترش ** بوی لاف کژ همی‌آید خمش
  • A ekşi suratlı, temizlik nişanesi nerede? Senden eğri lâfların kokusu gelmekte, sus!
  • صد نشان باشد درون ایثار را ** صد علامت هست نیکوکار را
  • Mal bağışlamanın gönülde yüz türlü nişanesi olur... İyi işin yüzlerce alâmeti görünür!
  • مال در ایثار اگر گردد تلف ** در درون صد زندگی آید خلف
  • Malını dağıtıp bağışlayan kişinin gönlüne o mal yerine yüzlerce dirilik gelir!
  • در زمین حق زراعت کردنی ** تخمهای پاک آنگه دخل نی
  • Allah tarlasına temiz tohumlar ekilsin de sonra temiz mahsul vermesin... İmkânı yok!
  • گر نروید خوشه از روضات هو ** پس چه واسع باشد ارض الله بگو 1760
  • Allah bahçeleri de mahsul vermezse artık Allah yeri geniştir denebilir mi? Söyle!
  • چونک این ارض فنا بی‌ریع نیست ** چون بود ارض الله آن مستوسعیست
  • Bu yokluk yeri bile mahsul vermemezlikte bulunmaz... Artık bundan çok geniş olan Allah yeri nasıl olur da mahsul vermez?