English    Türkçe    فارسی   

4
1965-1974

  • چون ز سینه آب دانش جوش کرد ** نه شود گنده نه دیرینه نه زرد 1965
  • Gönülden bilgi ırmağı coştu mu ne kokar, ne eskir, ne de sararır!
  • ور ره نبعش بود بسته چه غم ** کو همی‌جوشد ز خانه دم به دم
  • Kaynağın yolu bağlı ise ne gam! Çünkü o anbean ev içinden coşup durmaktadır!
  • عقل تحصیلی مثال جویها ** کان رود در خانه‌ای از کویها
  • Tahsil ile elde edilen akıl, ırmaklara benzer... O, şuradan buradan çıkar, evlere gider.
  • راه آبش بسته شد شد بی‌نوا ** از درون خویشتن جو چشمه را
  • Yolu kapandı mı çaresiz kalır, akmaz! Sen, çeşmeyi gönlünde ara.
  • قصه‌ی آنک کسی به کسی مشورت می‌کرد گفتش مشورت با دیگری کن کی من عدوی توم
  • Bir adamın, birisiyle danışıp görüşmesi, o adamın da ben senin düşmanınım ,başkasına danış demesi
  • مشورت می‌کرد شخصی با کسی ** کز تردد وا ردهد وز محبسی
  • Bir adam, birisiyle meşverette bulunuyor, tereddütten kurtulmak, hapisten halâs olmak istiyordu.
  • گفت ای خوش‌نام غیر من بجو ** ماجرای مشورت با او بگو 1970
  • O adam dedi ki: Hoş fakat benden başkasını ara bul da danışacağın şeyi ona danış!
  • من عدوم مر ترا با من مپیچ ** نبود از رای عدو پیروز هیچ
  • Ben senin düşmanınım, bana sarılma... Düşmanın tedbiri, aydın olamaz!
  • رو کسی جو که ترا او هست دوست ** دوست بهر دوست لاشک خیرجوست
  • Git, sana dost olan birisini ara... Dost şüphe yok ki dostun hayrını diler.
  • من عدوم چاره نبود کز منی ** کژ روم با تو نمایم دشمنی
  • Ben düşmanım, benim gibisinden bir çare olmaz... Eğri gider, sana düşmanlık ederim.
  • حارسی از گرگ جستن شرط نیست ** جستن از غیر محل ناجستنیست
  • Kurttan bekçilik istemek doğru bir şey değildir... Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir.