English    Türkçe    فارسی   

4
2043-2052

  • چشم این زندانیان هر دم به در ** کی بدی گر نیستی کس مژده‌ور
  • Hiç müjde verecek biri olmasaydı bu zindandakilerin gözleri, hep kapıya dikilir, kalır mıydı?
  • صد هزار آلودگان آب‌جو ** کی بدندی گر نبودی آب جو
  • Irmak olmasaydı yüz binlerce ırmağa batıp ıslanan olur muydu?
  • بر زمین پهلوت را آرام نیست ** دان که در خانه لحاف و بستریست 2045
  • 2045.Yanını yere koyup yatamıyor, rahatsız oluyorsun... Bil ki evde bir yatağın, yorganın var!
  • بی‌مقرگاهی نباشد بی‌قرار ** بی‌خمار اشکن نباشد این خمار
  • Karar edilecek bir yer olmadıkça karasız kişi olmaz... Sersemliği gideren bir şey bulunmasa sersemlik bulunmaz!
  • گفت نه نه یا رسول الله مکن ** سرور لشکر مگر شیخ کهن
  • O adam dedi ki: “Hayır hayır ey Allah elçisi. Askere ihtiyar birisini başbuğ yap!
  • یا رسول الله جوان ار شیرزاد ** غیر مرد پیر سر لشکر مباد
  • Ey Allah elçisi, genç, aslan oğlu aslan bile olsa askere, ihtiyardan başkası kumandan olmasın!
  • هم تو گفتستی و گفت تو گوا ** پیر باید پیر باید پیشوا
  • Zaten sen söyledin... Şahidim senin sözün: Kendisine uyulacak kişi pir olmalıdır, pir!
  • یا رسول‌الله درین لشکر نگر ** هست چندین پیر و از وی پیشتر 2050
  • Ey Allah elçisi, şu askere bak! Ondan daha yaşlı daha ileri bunca kişi var!
  • زین درخت آن برگ زردش را مبین ** سیبهای پخته‌ی او را بچین
  • Bu ağaçtaki şu sarı yaprağa bakma da onun olgun elmalarını devşir!
  • برگهای زرد او خود کی تهیست ** این نشان پختگی و کاملیست
  • Onun sarı yaprakları nasıl olur da bomboş olur... Zaten yaprağının sararması, olgunluk ve kemal alâmetidir.