English    Türkçe    فارسی   

4
2111-2120

  • عقل سایه‌ی حق بود حق آفتاب ** سایه را با آفتاب او چه تاب
  • Akıl Allah gölgesidir, Allah güneş... Gölge, güneşe karşı dayanır, durabilir mi hiç?
  • چون پری غالب شود بر آدمی ** گم شود از مرد وصف مردمی
  • Peri ve cin, insana üstün olunca insandaki insanlık sıfatı kaybolur...
  • هر چه گوید آن پری گفته بود ** زین سری زان آن سری گفته بود
  • Ne söylerse o peri söyler... Cin tutmuş adam söyler ama hakikatte o sözler, cinindir, perinindir!
  • چون پری را این دم و قانون بود ** کردگار آن پری خود چون بود
  • Perinin bile yolu yordamı böyle olursa o perinin Allah’ı nasıl olur?
  • اوی او رفته پری خود او شده ** ترک بی‌الهام تازی‌گو شده 2115
  • Varlığı gider insan peri kesilir... İlhama nail olmayan Türk Arapça konuşmaya başlar!
  • چون به خود آید نداند یک لغت ** چون پری را هست این ذات و صفت
  • Fakat kendine gelince hiçbir lügat bilmez. Peri de bile böyle bir varlık, böyle bir sıfat olduktan sonra,
  • پس خداوند پری و آدمی ** از پری کی باشدش آخر کمی
  • Artık perinin ve insanın Allah’ı, nasıl olur da periden aşağı olur?
  • شیرگیر ار خون نره شیر خورد ** تو بگویی او نکرد آن باده کرد
  • Aslanı bile tutacak derecede sarhoş olup yiğitleşen kişi, kalkar da erkek aslanın sütünü emerse sen artık bu işi o yapmadı, şarap yaptı dersin!
  • ور سخن پردازد از زر کهن ** تو بگویی باده گفتست آن سخن
  • Eski altınlardan söz düzer, mükemmel söz söylerse yine dersin ki o sözü de şarap söylemiştir!
  • باده‌ای را می‌بود این شر و شور ** نور حق را نیست آن فرهنگ و زور 2120
  • Şarapta bile bu zor, bu kuvvet olursa Allah nurunda olmaz mı hiç?