English    Türkçe    فارسی   

4
24-33

  • تا که نورش کامل آمد در زمین ** تاجران را رحمة للعالمین
  • Güneşin nuru yeryüzüne adamakıllı vurdu, alışveriş edenler için âlemlere rahmet kesildi.
  • لیک بر قلاب مبغوضست و سخت ** زانک ازو شد کاسد او را نقد و رخت 25
  • Fakat bu, kalpazanların istemedikleri bir şeydir. Onlara pek ağır gelir bu iş... Çünkü güneşin nuru, onların işine kesat verir, kalp akçeleri görünür, fark edilir de geçmez olur?
  • پس عدو جان صرافست قلب ** دشمن درویش کی بود غیر کلب
  • Kalp akçe, sarrafın can düşmanıdır... Yoksula köpekten başkası düşman olur mu?
  • انبیا با دشمنان بر می‌تنند ** پس ملایک رب سلم می‌زنند
  • Peygamberler, düşmanlarla savaşırlar... Melekler de “Yarabbi, sen koru!” diye dua ederler.
  • کین چراغی را که هست او نور کار ** از پف و دمهای دزدان دور دار
  • Allah’ın pek nurlu olan bu kandili hırsızların üflemesinden, onların nefesinden uzak tut!
  • دزد و قلابست خصم نور بس ** زین دو ای فریادرس فریاد رس
  • Hırsız ve kalpazan, nura düşmandır vesselâm... Ey feryada yetişen Allah, sen feryadımıza yetiş!
  • روشنی بر دفتر چارم بریز ** کفتاب از چرخ چارم کرد خیز 30
  • Hüsameddin, bu dördüncü deftere nurlar saç! Çünkü güneş de dördüncü kat gökten doğar, âlemi nurlara gark eder.
  • هین ز چارم نور ده خورشیدوار ** تا بتابد بر بلاد و بر دیار
  • Sen de bu dördüncü defterle âlemlere güneş gibi nurlar saç da şehirlerle ülkelere parlarsın, her tarafı nura gark etsin!
  • هر کش افسانه بخواند افسانه است ** وآنک دیدش نقد خود مردانه است
  • Bu kitap, masal diyene masaldır... Fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir!
  • آب نیلست و به قبطی خون نمود ** قوم موسی را نه خون بد آب بود
  • Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur!