English    Türkçe    فارسی   

4
2698-2707

  • باد جنس آتش است و یار او ** که بود آهنگ هر دو بر علو
  • Yel, ateş cinsindendir, onun dostudur, her ikisi de yücelir, yücelere çıkar!
  • چون ببندی تو سر کوزه‌ی تهی ** در میان حوض یا جویی نهی
  • Boş testinin ağzını kapadın da havuza yahut ırmağa attın mı?
  • تا قیامت آن فرو ناید به پست ** که دلش خالیست و در وی باد هست 2700
  • Kıyamete kadar batmaz, çünkü içerisi boştur; o boşlukta hava vardır;
  • میل بادش چون سوی بالا بود ** ظرف خود را هم سوی بالا کشد
  • Yelin meyli, yüceleredir, içinde bulunduğu kabı da yücelere kaldırır.
  • باز آن جانها که جنس انبیاست ** سوی‌ایشان کش کشان چون سایه‌هاست
  • Peygamberlerin cinsinden olan canlar da çekişe çekişe onların yanına giderler.
  • زانک عقلش غالبست و بی ز شک ** عقل جنس آمد به خلقت با ملک
  • Çünkü bu kısımdan olan kişinin aklı üstündür, şüphe yok ki akıl da yaradılış bakımından melekle aynı cinstendir.
  • وان هوای نفس غالب بر عدو ** نفس جنس اسفل آمد شد بدو
  • Nefis havası da düşmana üstündür, fakat nefis, aşağılık cinstendir, aşağılık âlemine gider!
  • بود قبطی جنس فرعون ذمیم ** بود سبطی جنس موسی کلیم 2705
  • Kıpti, kötü Firavun' un cinsindendi. İsrail oğulları kabilelerine mensup olanlar da Allah kelimi Musa'nın cinsinden.
  • بود هامان جنس‌تر فرعون را ** برگزیدش برد بر صدر سرا
  • Haman, tam Firavun'un cinsindendi. Firavun, o yüzden onu seçmiş, başköşeye geçirmiş, kendisine vezir etmişti.
  • لاجرم از صدر تا قعرش کشید ** که ز جنس دوزخ‌اند آن دو پلید
  • Hâsılı sonunda da Haman, onu başköşeden ta cehennemin dibine kadar çekti. Çünkü o iki pis adam cehennem cinsindendi.