English    Türkçe    فارسی   

4
3232-3241

  • هر قدم زین آب تازی دورتر ** دو دوان سوی سراب با غرر
  • Her adımda bu güzelim sudan biraz daha uzaklaşırsın... koşa, koşa seni aldatan o seraba gûya yaklaşır, fakat hakiki sudan uzak düşersin.
  • عین آن عزمت حجاب این شده ** که به تو پیوسته است و آمده
  • Azmin, bu sana gelmiş, akmış ulaşmış olan hakiki suya tam bir perde!
  • بس کسا عزمی به جایی می‌کند ** از مقامی کان غرض در وی بود
  • Nice kişiler vardır ki ulaşmak istedikleri yerden hareket eder oraya varmak için yola düşerler.
  • دید و لاف خفته می‌ناید به کار ** جز خیالی نیست دست از وی بدار 3235
  • Uyuyan kişinin ne gördüğü şey işe yarar, ne söylediği lâf! Gördüğü şey de söylediği söz de bir hayalden başka bir şey değildir, ondan elini çek.
  • خوابناکی لیک هم بر راه خسپ ** الله الله بر ره الله خسپ
  • Uykun gelmişse yolda uyu... Tanrı hakkı için, ancak Tanrı yolunda yat.
  • تا بود که سالکی بر تو زند ** از خیالات نعاست بر کند
  • Olur ya, belki bir yolcu, rastlar da seni hayallerden, uykudan kurtarır.
  • خفته را گر فکر گردد هم‌چو موی ** او از آن دقت نیابد راه کوی
  • Uyuyan kişinin düşüncesi, kılı kırk yarsa fayda yok... o incelikle yine köy yolunu bulamaz.
  • فکر خفته گر دوتا و گر سه‌تاست ** هم خطا اندر خطا اندر خطاست
  • Uyuyan kişinin düşüncesi, ister iki kat olsun, ister üç kat... yine hata içinde hatadır, yine hat içinde hat.
  • موج بر وی می‌زند بی‌احتراز ** خفته پویان در بیابان دراز 3240
  • Ona hiç çekinmeden dalgalar gelir vurur da o, yine upuzun çöllerde koşar durur!
  • خفته می‌بیند عطشهای شدید ** آب اقرب منه من حبل الورید
  • Su, ona şah damarından yakındır da o susuzluktan yanar yakılır!
  • حکایت آن زاهد کی در سال قحط شاد و خندان بود با مفلسی و بسیاری عیان و خلق می‌مردند از گرسنگی گفتندش چه هنگام شادیست کی هنگام صد تعزیت است گفت مرا باری نیست
  • Kıtlık yılında halk açlıktan ölürken müflis ve ayali kalabalık olduğu halde neşeli ve sevinçli olan zâhide;sevinç zamanı değil,yüzlerce baş sağlığı vermek zamanı deyince zâhidin umrumda bile değil demesi